Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

HER ŞEYİN ARKASINDA BİR DOLAR SEMBOLÜ VAR

Günümüzde kim olursa olsun, dünyanın kısıtlı kaynaklarının, artık tükenmek üzere olduğu ve buna bir önlem alınması gerektiği olgusunu aklının bir köşesinde bulundurmakta. Bunun en büyük sebebi, neredeyse 100 yıldır bu olgunun ısrarla tekrarlanıyor olması. Özellikle, geçtiğimiz 30 yıl boyunca; petrol, doğalgaz, kömür, su, hatta oksijenin bile talebe karşılık veremeyeceğini medya, siyaset ve "bilim" yoluyla insanların akıllarına kazıdılar.

Kimilerine göre milyonlarca yıldır, kimilerine göre ise binlerce yıldır sorunsuz ilerleyen dünyanın doğal kaynak döngülerinin, şu sıralar insan eliyle kritik düzeylere geldiğini ve önlem alınması gerektiğini, alınacak bu önlemlerin de insanlık üzerinde ekonomik hegemonya kurmuş bir avuç zengin kitle tarafından düşünülüp, uygulanması gerektiğini hem hükümetlere hem de insanlığa dikte ediyorlar. Kısacası, kendisini dünyanın doğal mekanizmasına etki edebilecek kadar büyük görüyor.

Lokal ve küçük çapta uygulanan iklim müdahaleleri ile de küresel iklimin değiştiği ısrarla empoze ediliyor. Şu anda inanılan tüm gerçekliklerin algı oyunlarından ibaret manipülasyonlar olduğu gerçeğiyle er ya da geç yüzleşeceğiz. Yakın zamanda karşılaştığım ve henüz medyanın tekellerin eline geçmediği dönemden kalma bir konuşmaya şahit oldum. Konuşmanın sahibi; Amerikalı Leroy Fletcher Prouty, ABD Hava Kuvvetlerinde albay olarak görev yapmış, ayrıca John F. Kennedy'nin genelkurmay başkanının özel operasyonlar şefliğini de yürütmüş. 1943'te ABD Jeolojik Araştırma Kuruluşu'nun petrol araştırmasını yapan ekiple, Suudi Arabistan'a gitmiş. Arabistan, İran ve Mısır gibi ülkelerdeki petrol çalışmalarına da katılmış. Kendisinin iddiası, bir çok gerçeği temelinden sarsacak nitelikte. Konuşmasını olduğu gibi aktarıyorum:

"Petrolü ilk bulduklarında, çünkü başlangıçta buharlı motorlar yaptılar, akslar, tekerlekler, demiryolu ağaçları vs. için lübrikan olarak gerekliydi. 20. Yüzyılın başlarında benzinle çalışan trenler başlamıştı. O zaman petrol sadece bir lübrikan olmaktan çıkıp yakıta dönüştü ve bu onu değerli kıldı. Ve o zamanlar Rockefeller iş dünyasında en akıllı adamdı. Ama parasının çoğunu, petrolün nakli ve satışıyla kazanmıştı. Bir şeyin farkına varmışlardı. Petrole fiyat koymak suya fiyat koymak gibi bir şeydi. Kesin bir fiyatı yok ve toprağın altında. O günlerde çoğu yüzeyden çekilirdi derine inmediler. Fiyatını yukarı çekebilmek için, çok nadir bulunan bir şey olduğu fikrine inandırdılar. Sanki birkaç varil daha çıkardıktan sonra muhtemelen bitecekmiş gibi davrandılar. 1982'de Cenevre'de bilim adamları organik maddelerin ne olduğunu belirleme amaçlı bir sözleşme yapıldı. Bu sözleşmeye göre, bir maddenin organik olması için hidrojen, oksijen ve karbon içermeliydi. Ölü bir ağacı analiz ederseniz hidrojen, karbon ve oksijenden oluşur. Çimler, hayvanlar, bizler, yaşayan tüm canlılar hep oksijen hidrojen ve karbondan oluşuyoruz. Cenevre sözleşmesine Rockefeller birkaç bilim adamı gönderdi. Bu bilim adamları petrolde hidrojen, oksijen ve karbon içeriyor dediler. Bu yüzden petrol de daha önce yaşamış olan canlıların bozulmasından oluşmuş olmalı dediler. Oyunu akıllıca oynayıp Cenevre Sözleşmesi'nin sonunda petrolü daha önce yaşamış canlıların kalıntısı olarak tanımlattırdılar. Bu da petrolü fosil yakıt olarak tanımlıyor. Fosil yakıt, çünkü daha önce yaşamış canlıya dair. Pek tabii ki, bilmemiz gereken başka bir şey daha var, hiçbir zaman 4900 metrenin altında fosil bulunamadı. Bilim adamları bunu söylüyor, 4900 metre tartışmaya açık değil. Biz 7000 metreden, 9000 metreden, 10000 metreden her gün petrol çıkarıyoruz. İşte, tam o noktada, bunun aslında fosil yakıt olmadığını biliyoruz. Halkın zihninde tükenmekte olan değerli bir şey olduğunu hissetmesi için fosil yakıt denir. Eğer, petrolün ne olduğunu biliyorsan, çok uzunca bir süre bitmeyeceğini de anlarsın. Sudan sonra yeryüzündeki en yaygın ikinci sıvıdır. Bütün bu geçmişte, petrolün başında olan insanlar, petrolün fiyatını kaçırabilecekleri en yüksek fiyata kadar çekmek istiyorlar. Bu onlar için iş. Bunu yapabilmek için de her zaman, elimizde çok az kaldı en son varildeyiz, diyecekler. Beni rahatsız eden esas olay şu, jeoloji kitaplarında fosil yakıt olarak geçiyor. Bu şekilde hepsi satın alınmışlar. Dört yıl ABD hükümeti tarafından yürütülen federal personel enerji seminerine gittim. Enerji krizi esnasında demiryolu endüstrisinin temsilcisiydim. Havayolu endüstrisi de oradaydı. Her bakan ve vekil oradaydı. CIA oradaydı, savunma departmanı oradaydı, dışişleri bakanlığı oradaydı, Henry Kissinger ve arkadaşları oradaydı. Hükümetteki en iyi adamlar orada oturuyor ve federal personelin enerji seminerini dinliyorlardı. Burada yapılan dört yıl boyunca bu ülkenin önde gelen insanlarına ve dolayısıyla, dünyanın önde gelen insanlarına bir propaganda öğretiyorlardı. Bunun amacı, Kissinger'ın seminerde kendi konuşma zamanı geldiğinde belirttiği gibi; Petrol için bir dünya fiyatı yaratılmak istenmesiydi. Başka bir deyişle 30 centlik bir galon burada, 90 centlik bir galon orada olmasıydı. Petrolde olsun ya da başka şeylerde olsun neredeyse, her şey kategorize edilmiş. Olabilecek en yüksek fiyatlara çekebilmeleri için. Ve petrole fosil yakıt demeleri bu sömürü sisteminin temelini oluşturuyor. Arthur Kentrovitz laboratuvarların başındaydı. Boston'da bir laboratuvar. Kendisi bilim dünyasında büyük bir insandır. Bir ara bu seminerde Kentrovitz ve ben bir masanın etrafında oturuyorduk. Masanın etrafı derece sahibi genç jeolistlerle doluydu. Muhabbeti başlatmak için Kentrovitz'e dönüp kendisine konuşmacıların fosil yakıt hakkında söyledikleri saçmalıklar hakkında ne düşündüğünü sordum. Kendisini tutamayıp gülmeye başladı. O da; Bu durum beni de sinir ediyor. Dedi. Kendisinin de jeoloji diploması ve bir yığın kalifikasyonu vardı. Aslında kasıtlı yapmıştık. Masanın etrafında herkes bizi dinlemeye başladı. Herkesi şok etmiştik. Çünkü Kentrovitz'le kimse tartışamazdı. Kendisi Einstein gibiydi. Ama kitaplarda bilimsel makalelerdeki her şey 1892'deki Cenevre'deki o garip sözleşmeyle başladı. Devon Austin Şirketi tarafından yayınlanmış kalın bir bilim ansiklopedisinde nasıl petrolü organik kalıntı olarak kabul ettikleri bütün hikaye yazıyor fakat işin Rockefeller kısmı yok. Gördüğünüz gibi bunlar kazayla olan şeyler değil. Neredeyse her şeyin arkasında bir dolar sembolü var."

Leroy Fletcher Prouty röportajında bunları söylemiş, lakin o günlerde de şimdi de kalıplaşmış bilgilere iman hat safhada. İlginç gelecek, fakat 100 yıllık geçmişi bile olmayan ansiklopedileri bulursanız bakın, dünyanın şekli haritaları hakkında bile bugün ile çok farklı bilgiler görebilirsiniz. Kalın sağlıcakla.