Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

İSTİKBALİMİZ GÖKLERDE

Gündelik rutinimiz içinde, hayat koşturmacamızda gökyüzüne ne kadar bakıyoruz, diye hiç düşündünüz mü? Bakarsak göreceğimiz manzara şöyle: Gökyüzü ısrarla kapalı ve bulutlu olmasına rağmen, yağmayan yağmurlar, bunaltıcı bir hava, bir perdenin arkasından bize ışığını ulaştırmaya çalışan güneş ve ince dağılan çizgilerden oluşan hafif silik bir bulut örtüsü.

Yukarıda gördüğünüz iki fotoğraftan sağdaki doğduğumuzdan beri aklımıza kazınan doğal bulut yapısı; soldaki ise son yıllarda hayatımıza giren ve artık gözümüzün iyice alıştığı, hiç yabancılamadığımız gökyüzü manzarası. Hiç, bu normal olmayan gökyüzü neyin nesidir ya da nasıl oluşuyor, diye düşündüğünüz oluyor mu?

Bu durum, yalnızca gündüz gözlemini yapabileceğiniz bir durum. Sabahın erken saatlerinden akşam hava kararana kadar, ara sıra gökyüzünü gözlemlediğinizde, söz konusu beyazlıkların önce ince çizgiler halinde, daha sonra yayılarak kalınlaşan çizgiler ve en sonunda birleşerek tabaka oluşturan bir perdeye dönüştüğünü göreceksiniz. Bu ince çizgilerin de sık sık geçen uçaklar tarafından bırakıldığına şahit olacaksınız.

Şimdi kimileri diyecek ki, ne olacak canım, bunlar uçakların bıraktığı normal izler.

Yeterince gözlem yaparsanız, şu manzarayla da karşılaşacaksınız;

Üstte gördüğünüz uçağın bıraktığı ve geçtikten bir süre sonra kaybolan normal bir durum. Alttaki ise bahsettiğim durum. Daha yakından bakacak olursak;

Manzarayı, fotoğraftaki şekliyle görüyoruz. Bunun adı, Chemtrails uygulaması. Bizim hayatımızı çok seven ve insanlık nüfusunun korunması, sağlığı için yırtınan küresel zenginlerimizin, güya küresel ısınmayı engellemek için gökyüzüne püskürttükleri partiküller bunlar. İçeriklerinde ne olduğuna burada girmeyeceğim, Chemtrails yazarak internetten rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Kimisi buna komplo teorisi olarak bakıyor, fakat araştırırken bunun uygulandığına dair medyaya verilen demeçler, ülkelerin anlaşmaları ve hatta bir takım ülkelerin halklarının karşı çıkması sonucu durdurulması haberleri ile karşılaşabilirsiniz. Yok canım öyle şeyler komplo teorisi bunlar, diyenlerin de Meksika'nın 2019 yılında bu uygulamayı kendi ülkesinde yasakladığına dair kararını, internetten araştırmalarını tavsiye ederim. Neyse, bunlar bizi ilgilendirmez (!) neticede olay gökyüzünde gerçekleşiyor bizler ise yerdeyiz.

Bu vesile ile 30 Ekim 2021 yılında 40 yaşındayken, evinde böcek ilacı içerek intihar ettiği söylenen TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsü Sensör Teknolojileri Proje Grubu'nda baş uzman araştırmacı olarak görev yapan Doç. Dr. Dilek Dündar Erbahar'ı anmadan geçmeyelim. Kendisinin üzerinde çalıştığı son proje, soluduğumuz havadaki insan vücuduna zararlı ağır metalleri ölçen bir projeydi. Kendisine, Allah'tan rahmet ailesine sabırlar diliyorum.