Ahmet Yenilmez
Bugünlerde yaşadıklarımıza söylenecek çok söz var belki, ama hepimizin boğazı düğümleniyor ve kelimeler kifayetsiz kalıyor. Binlerce insanımız, kışın bu soğuğunda göçük altında; kurtulanlar ise kışın en sert günleriyle mücadele etmek zorunda! Uzmanlar yüzyılın en büyük felaketi olarak görüyor. Bu coğrafya insanı, hep savaşların en serti ile mücadele etmek zorunda kaldı. Bugünün savaşı ise, tarif edilemeyecek derecede çetin.
Bir tarafta, yıkıntıların altındaki insanlar, kat kat giyinen insanı donduracak derecede bir soğuk, dışarıda elektrik şebekesinin üzerine yıkılan binaların oluşturduğu zifiri karanlık, yolların 3 metre yer değiştirmesi sonucu oluşan yarıklar, sessizliği adeta yırtan yardım çığlıkları, soğukla karanlıkla, açlıkla ve korkuyla mücadele...
Diğer tarafta, göçüklerin altından saatler sonra bile canlı çıkarılabilen bebekler, çocuklar, anneler, babalar! Tırnaklarıyla bile betonları kazıyarak, annesine, babasına, yavrusuna, eşine, dostuna, komşusuna, ulaşmaya çalışan depremzedeler... Ülkenin diğer uçlarından onların yardımına koşan vatan evlatları, kendi annesini, babasını, çocuğunu kurtarır gibi dört elle uğraşan Mehmetçik, madenciler ve tüm arama kurtarma ekipleri... Dünyanın diğer ülkelerinden anında afet bölgelerine ulaşan Polonyalısı, Rusu, İsraillisi, Yunanı, Amerikalısı ve sayamadığım nice milletin evlatları... Memleketin her köşesinde bir çorap tekini bile ziyan etmeden kardeşlerine ulaştırmaya çalışan vatandaşlar...
Kaç savaş böyle bir manzara gördü? Kaç afet bununla kıyaslanabilir? Dünya daha önce kaç kere böylesine bir insanlık sınavı verdi?
Bugün, Anadolu'nun Güneydoğu'sunda yüzlerce, belki de binlerce yıl unutulmayacak bir insanlık destanı yazılıyor. Soğuğa, kara, açlığa, susuzluğa rağmen, saatler sonra bile göçüklerin altından insanlar kurtarılıyor. Daha düne kadar kanlı bıçaklı devletler, bu gün orada yan yana göğüs göğüse insanlık onurunu kurtarmak için mücadele ediyor. Her kurtarılan bebek, her kurtarılan çocuk, yeni bir umut doğurup, yeni bir hedef yaratıyor.
Bu afet, dünya insanlığına dili, dini, ırkı ne olursa olsun kardeş olduğunu bir kere daha hatırlattı. Rabbim bölgeye elini uzatan tüm insanlık neferlerimize, göçük altında umutla bekleyen insanımıza, kurtularak soğukla ve açlıkla mücadele eden tüm afetzedelerimize sabır ve dayanma gücü nasip etsin.