Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Kolektif Ahlaki Erozyon

Toplumların varlığını devam ettirebilmesi için, manevi dinamik ahlak, beslendiği kaynak da din gerçeğidir. Toplumun inanç şekli ve beraberindeki yaşam tarzı, kültürel yapısını oluşturur. Sosyo-kültürel yapı ne kadar farklılık arz etse de, temel ahlaki kurallar üzerinde devamı mümkün olabilmektedir. Ahlaki yapıdaki her bir sapma, kişilere ve etkileri bağlamında da topluma huzur vermez. Zamanın gelişen ve değişen yüzü ne olursa olsun, kabul gören temel ahlaki kurallar üzerine inşa edilmeli ki, toplumsal huzur ve mutluluk devam edebilsin.

Sevgili okurlar, ahlaksızlık ve sınır tanımazlık öylesine bir noktaya erişti ki, hiç kimse bilinçaltlarındaki sapkınlıkları bırakın gizleme çabasını, adeta gözümüzün içine sokmakta hiçbir beis görmüyor. Dünya'da olup bitenler, ne kadar uç sapkınlıklar olursa olsun sinirlerimiz alınmış bir şekilde, sadece, "Allah akıl fikir versin'' demekten başka hiçbir şey yapamıyoruz. Son yıllarda adından sıkça söz ettiren, "BALENCİAGA'' isimli bir moda markasının 2023 kış kreasyonunun tanıtımında, cinsel ögeler ve ekipmanlarla bir çocuk resmedildi.

Milyar dolarlık bir marka olan Balenciaga, bu olaydan ötürü özür diledi ve reklam kampanyasını geri çektiğini belirtip, sorumlular hakkında dava açtıklarını belirtti. Peki, bu özür, mazur görülebilir mi? Ne yani, o seks oyuncaklarının bu kampanyada kullanılacağından sadece kampanyanın tasarımcısı ve yapım şirketi North Six ve set tasarımcısı Nicholas Des Jardins isimli kişi mi sorumlu tutulmalı? Böylesine büyük prodüksiyonlu, milyon dolarlık bir kampanyada set tasarımcısı Des Jardins kimseye sunum yapmadan, marka sahiplerinin ve karar vericilerinin haberi olmadan mı bu rezil işi yaptı. Naçizane bildiğim kadarı ile böylesine markaların reklam kampanyalarının karar aşamaları günler, hatta haftalarca süren istişareler ve karşılıklı görüşmeler sonucunda nihayete kavuşur. Sanki, Des Jardins Efendi tek başına bu çekimi gerçekleştirdi, post prodüksiyon (kurgu, montaj) işlemini de tek başına yaptı ve hiçbir kuruldan, kişiden onay almadan bir anda, "sürprizzzz" diye piyasaya mı sürdü? Böyle olaylar olduğunda, insanı olayın vehametinden daha fazla sinirlendiren şey, tüm dünya insanlığını aptal, geri zekalı yerine koymaları! Bu durum, daha büyük bir skandal bana sorarsanız. Çok masumca, küçük bir hataymışçasına yalandan bir özür ve bir günah keçisi ilan edip, koca marka kendini bu işten sıyırabilir, öyle mi? Ne kadar sinirlensek de öyle maalesef, sevgili okurlar. Bu olayın, bu markanın kullanıcılarını sayısal bir eksilmeye götürmeyeceğine eminim. İnsanlar hiçbir şey olmamış gibi, tonla para döküp bir bez parçası ile kendilerini sınıfsal olarak yukarıya taşıyacaklar ya da taşıdıklarını zannedecekler. Zaten, şu an moda diye, insanoğluna yutturulan paçavralar konusuna hiç girmeyeceğim, işin içinden çıkamayız. Konunun bir de, "Kim Kardashian'' cephesi var. Bu ismi duymuşsunuzdur, bu kızımız Balenciaga markasının yüzü olmadan çok önce, Ermeni lobisinin daimi temsilcisidir. (Ermeni bir kızımızdır kendileri ) Kendisinin meşhur olmasını sağlayan ise affınıza sığınarak belirtiyorum, bir porno film sızıntısından ötürü, kendisini dünya kamuoyuna sunmuş bir kızımızdır. Tek bir özelliği var bu kızımızın, o da koca bir poposu olması. Ve onun yüzünden, dünyada popo implantı diye de bir ameliyat alanı açılmıştır. Dünyaya rol model olan bu kızımız, dünya insanlığının yüz karası olması gerekirken, maalesef ABD'de en çok para kazanan kadınların başlarında geliyor. Tabi, bu reklam kampanyası olayı, Kardashian kızımıza bile fazla geldiği için, "4 çocuk annesi olarak, rahatsız edici görüntüler karşısında sarsıldım" diyerek, Balenciaga'yla ilişkisini yeniden değerlendirdiğini, ifade etmiştir. Sanırım kendi kendine, ''hmm bu kötü bir olay'' deyip geçmiş, hayatına devam etmiştir, çünkü kontrol ettiğimde marka ile ilişkisini kestiğine dair bir haber göremedim. Sevgili okurlar, böyle olaylar artık, "Yeni Dünya Düzeni" denen bu illet zamanda, Twitter'da sıradan haber değeri taşımaya başladı, ne yazık ki! Görüyoruz, sinirleniyoruz ve unutuyoruz. Böylesine sapkınca durumlar öylesine fazla ki artık, belki de bu sapkınlıklar hep vardı, lakin saklanma ihtiyacı hissederlerdi. Geldiğimiz noktada ise gözümüzün içine sokuluyor. Reklamın iyisi kötüsü olmaz, tüm markalar, isimleri ne kadar iğrenç olaylarla bir arada geçiyor olursa olsun, yalandan bir özür diledikten sonra, "ne çok bahsedildi markamızdan'' cümlesinin kafalarının içinde yankılandığına eminim. Olgular ve kavramlar, yavaş yavaş ve fark ettirmeden normalleştirilir ve hafızalarımıza kazınır. Siz, gerçekten bu olayın bir yanlışlık sonucu olduğunu mu düşünüyorsunuz? Eğer öyle düşünüyorsanız, daha çooook işimiz var demektir. Başlıkta da belirttiğim gibi Kolektif Ahlaki Erozyon, tam da bu normalleştirmenin sonucunda ortaya çıkar. İçinizden, Ahmet Bey, o kadar mesele varken bula bula bunu mu buldunuz diyebilirsiniz, lakin cevabım şudur ki, asıl meselelerimiz bunlar olmalı. Balenciaga markasının karşısına hangi markamızı koyabiliyoruz ya da Kim Kardashian'ın poposuyla (!) yaptığı propagandalara karşı, biz neler yapıyoruz da dünyaya kendimizi anlatabiliyoruz ? Başımıza ne geliyorsa, bu konuları göz ardı ettiğimizden geliyor. Dünya sadece içimizdeki olaylardan, konulardan ibaret değil. Bunları da bilmemiz gerek, gerek ki ona göre pozisyon alalım. Bu konuda söyleyeceğim çok şey var, lakin yazıyı çok uzattım. Önümüzdeki birkaç Pazar bu konu ile alakalı yazılar yazacağım. O kadar fazla ahlak erozyonuna maruz kalıyoruz ki, yazmaya sayfalar yetmez!

Hayırlı Pazarlar efendim...