Ahmet Yenilmez
Öyle olaylar vardır ki, siz o yaşananları en ince detayına kadar bilip, anlayıp, idrak edip, nesilden nesile gereği gibi anlatamazsanız...
Hele hele iş olsun diye anlatırsanız, bırakın bir fayda sağlamayı, hem yaşananları basitleştirmiş hem de yaşananlara, kendinize, gelecek neslinize çok, ama çok büyük bir kötülük etmiş olursunuz!
Bazen, o yaşananların baş kahramanlarından bazıları vardır ki, o kişilerin hayatlarının her bir safhası, aslında sizin hayat rehberinizdir!
Mesela, Çanakkale Savaşı...
Mesela, Türk Edebiyatı, Türk Şiiri...
Mesela, Türk Sporu...
Mesela, veterinerlik...
Mesela, Türk İstihbaratı, Teşkilat-ı Mahsusa...
Mesela, Milli Mücadele...
Bu saydıklarımın ışığında, elbette aklınıza birkaç isim gelmiştir!
Mesela, Ömer Seyfettin...
Evet, kendisi edebiyatçıdır, Türkçe'miz onun kaleminde anamızın ak sütü gibidir!
Evet, Çanakkale'dedir!
Ama, eğer, biz bu zamana kadar, en azından şu 10 yılda tam anlamıyla anlatabilseydik, bu saydıklarımızla, bir tek kişi gelecekti aklımıza!
Mesela demeden, İstiklal Marşı diyeyim de anlayın!
Evet, Mehmet Akif Ersoy...
İşin aslına bakarsanız, merhum Mehmet Akif Ersoy'dan başkası da Türk'ün İstiklal Marşı'nı yazmamalıydı, daha doğrusu yazamazdı!
Çünkü, Akif, hayatının her safhasıyla yazmıştı, İstiklal Marşı'nı zaten!
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı ile bu millete vasiyet bırakmıştır!
Tam da bugünü, bugünkü Asım'ın Nesli'nin akıbetini, bozulmasıyla yaşanacakları, bilmiş de yazmış İstiklal Marşı'nı!
Üstelik, İstiklal Marşı'nın bence önsözü sayılabilecek Çanakkale Şehitleri şiirini, cepheyi görmeden yazmıştı!
O günlerde Mehmet Akif Ersoy, İngiliz oyunlarıyla boğuşuyordu!
Ümmet birbirine düşmüş, Müslüman Müslüman'ı boğazlıyordu!
Şimdi farklı mı..?
İslam coğrafyasında, sadece İngiliz ajanları değil, tüm dünyanın ajanları cirit atıyor!
Demem o ki, İstiklal Marşı'mızı tek Mehmet Akif Ersoy yazabilirdi, onun için merhum Hamdullah Suphi Tanrıöver, merhum Hasan Basri Çantay ısrarla Mehmet Akif Ersoy'dan yazmasını istediler!
Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk de oylamada evet dedi!
Asıl üzücü olan ne, biliyor musunuz?
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'nı yazmış olmasaydı, demek ki hiç anılmayacaktı..!
O Akif ki, kendisini şair bile görmüyor, büyük şairlere hayrandı ve şiiri çok seviyordu!
Derdiyle yanan yüreğinin gereğini dile getiriyordu!
Bir bakıyorsunuz, merhum Necip Fazıl Kısakürek, merhum Akif'i şair olarak bile saymıyor!
Bir bakıyorsunuz, Nazım Hikmet takdir ediyor!
İşte, benim asıl diyeceğim tam da bu minval üzere...
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'mızı yazmamış olsaydı bile, İstiklal Marşı'mızı yazan kişiden daha çok anılmalı ve hasletleriyle anlatılmalıydı, sadece bugün değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yaşadıkça da anlatılmalı...