Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

O Sarı Öküz'ü Vermeyeceğiz!

Son birkaç haftadır Atatürk, film, dijital platform, Ermeni Lobisi, soykırım, soykırımcı ve buna benzer bir sürü laflar edildi. Bu bir sürü laf edilirken, ısrarla, üzerine basa basa bekleyin dedim. Amacım işin sihrini bozmamaktı, çok zorlansam da tüyo vermedim. Lakin, 25 Ağustos akşamı saat 21.00 itibariyle sürprizimizi yaptık ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı'nın verilmesini sağlayan en büyük isimlerden biri olan Mirliva (Paşa) Kazım Karabekir'in bizlere hediye bıraktıkları Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk adımlarının atıldığı ve Dünya tarihinde görülmemiş bir küllerinden doğma hikayesinin fitilinin ateşlendiği ''Erzurum İlk Ses'' filmimizin gösterimi, Erzurum Kültür Yolu Festivali kapsamında izleyiciyle buluştu. Dediğim gibi son haftalarda artık adını anmak istemediğim (Reklamın iyisi kötüsü olmaz bu vesileyle dillerden düşmemeye başladı), adına "Dijital Platform" denen yerde bir Atatürk filmine dahi sahip çıkamadı bu ülke. Bir kesim hariç, kalanlar zaten ölü taklidi yaptılar (her milli meselede olduğu gibi ). Asıl şaşırtan ise ellerinde sadece Atatürk varken, ona bile sahip çıkamadılar. Utançlarından, 30 Ağustos'u dahi kutlayamayacaklar, muhtemelen 10 Kasım'da dahi sesleri çıkmayacaktır, diye düşünüyordum (azıcık izzetinefisleri varsa bu yüzsüzlüğü yapmazlar, lakin içimden bir ses, "Şimdiden Ata'mızın en yakışıklı, en kallavi fotoğrafını seçip, fotoğraf arşivlerine atmışlardır." Diyor) Ben zaten bilip, yıllardır anlatıyordum bu kesimin ne olduğunu da, benim yıllardır kendimi yırtmamdan daha fazla, tek bir hadise gerçek yüzlerini ortaya serdi, serdi sermesine de insanımız yine teveccühü onlara göstereceklerdir buna da eminim. Neyse, biz birileri bize teveccüh göstersin diye yapmıyoruz yaptığımız işleri. Biz anlatalım söyleyelim de, varsın onlar teveccühü onlara göstersin. "Erzurum İlk Ses" filminin maliyet bütçesini ve bu ismi lazım değil dijital platform için yapılan dizinin tek bir bölümünün bütçesini bilseniz inanmazsınız, adımız yalancıya çıkar. Buraya meblağ yazmayacağım, lakin şu var ki, inanın böylesi insana daha fazla gurur veriyor. Bu yeni olan bir şey de değil efendim, her yıl böylesine trajikomik hadiseler başımıza geliyor . Geçen yaz İzmir'in işgali ve kurtuluşu ile alakalı çektiğimiz film, İzmir'in işgalinin sembol isimlerinden biri olan ve ülke standartlarına göre çok kaliteli, kuzguna yavrusu şahin görünürmüş, lakin inanın öyle değil, tam tadında bir filmdi. (TRT 2 kanalında da yayınlanmıştır) "Süleyman Fethi Bey'' filmimizin 9 Eylül'de İzmir'de gösterimi yapılıyorken, aynı saatlerde Tarkan konseri vardı. Ve o Tarkan konserinin maliyetinin faturası şu birkaç gün içinde sosyal medyaya düştü (o faturanın 1/23'i kadarına çekilen bir filmden bahsediyoruz). İzmir'imiz için o gece, öyle bir konser mi yoksa şehitlerin, kahramanların anılması, hikayelerinin anlatılması mı daha önemliydi? Orasına, sizler karar verin. Efendim, başlıkta sarı öküzü vermeyeceğiz, dedim. Sebebine gelirsek; biz bunları yapmaya devam edeceğiz, ne zorluklarla yaptığımızı bilseniz, niye yapıyorsunuz o zaman kardeşim, diyebilirsiniz. Haklısınız da bazen, biz niye bu strese kendimizi sokuyoruz diye, kendimize de soruyoruz ekip arkadaşlarımızla. Lakin, o filmi, o perdede veya ekranda izlerken, izleyen insanların gözlerindeki o ışıltıyı gördüğümüzde, evet, biz bu işleri bunun için yapıyoruz işte, diyoruz. Çok bilinmese de, görülmese de, görülmek istenmese de 'Sarı öküzü' vermeyeceğiz! İyi Pazarlar...