Gariptir insanlar oğlu neler yaratmış
Yarattığı her bugün dünü aratmış
Aklı ile her şeyin sırrını bulmuş
Kendi yarattığı putun kölesi olmuş
Para para para
Varlığı bir dert yokluğu yara
Çerçeveletir kimi asar duvara
Kimi onu bulunca dosdoğru bara
Kimi sıkar elinde çıkarır suyunu
Kiminin değiştirir güzel huyunu
Para para para
Varlığı bir dert yokluğu yara
Unutmayın her şeyi yaratan biziz
Matbaada parayı basan ellerimiz
Sanmayın onun hükmü değişmez yasa
Para neye yarardı eller çalışmasa
Para para para
Varlığı bir dert yokluğu yara
Üç şey demiş Napolyon "Para, Para, Para"
İnsanlar öldürülür onun uğruna
Servetin ulaşsa da yüz milyonlara
Kefenin cebine sığmaz bir tek lira
Para para para
Varlığı bir dert yokluğu yara
Para, para, para
Yokluğu başka dert fazlası bela
Para para para
Gömeceğim seni bir gün mezara
Sözü müziği Şanar Yurdatapan'a, düzenlemesi Attila Özdemiroğlu'na ve icrası Rüçhan Çamay'a ait olan bu şarkıyla, niçin başladım acaba yazıma?
Son günlerde, yeni Ponzi sistemi mağdurlarımız dikkatinizi çekmiştir, hepimize hayırlı olsun(!) Lakin, bu seferkinde durum biraz değişik, bu sefer garibanlar hortumlanmadılar. Kelli felli futbolcular, iş insanları, kocası zengin ev hanımları, menajerler, teknik direktörler ve böylece uzayıp gidiyor liste!
Dünyanın ateşli gündemi içerisinde, ülkemizin hazin gündemi olan, son bir aydır zihin dünyamızı kirleten Polat'lar vakasını daha sindirememişken, bu sefer hepimizin yakından tanıdığı isimlerin dolandırıcılık ve dolandıran sıfatlarıyla gündemimize girmesini maalesef engelleyemiyoruz. Halkımız da (sadece bizim halkımız değil tüm dünya halkları maalesef magazinel sansasyonları sevdiği için) ünlülerin hayatlarındaki sansasyonları sevdiği için, bizler de bu gündem içinde takip etmek zorunda kalıyoruz. Lakin, en azından bu seferki dolandırıcılık mevzusunda, garibanlar için üzülmedik. Yıllar içerisinde dolandırıcılık örnekleri defalarca önümüze serildiği halde, kolay para kazanmak isteyen vatandaşlarımız, birilerinin tuzağına düştü, düşüyor görünene göre hep de düşecekler. Bu son olay ise, bu haleti ruhiyenin, eğitim düzeyi ve kast sistemindeki yeriniz ile alakalı olmadığını göstermiş oldu. Milyon Eurolar kazanan iş insanlarının veya futbolcuların da işin ucunda kolay para olduğunda, akıl tutulması yaşadıkları ortaya çıkmış oldu. İşin detaylarına girecek değilim burada, sayfa sayfa tapeler, telefon konuşmaları, para teslim belgeleri, sahte evraklar havalarda uçuşuyor, hemen hemen herkes şahit olmuştur bu manzaraya.
Benim asıl konum ise şu; yıllardır merak ederim, insan bu kadar parayı ne yapar? Tabii ki, herkesin çoluğu çocuğu var, herkes ailesine çevresine güzel bir hayat yaşatmak, en azından muhannete muhtaç etmeden yaşatmak ister. Bunlar, bu ahir dünyanın hepimizce kabul görmüş temel konularından. İyi de milyon Eurolar daha da milyon Eurolar yetmez daha da milyon Eurolar kazanınca ne olacak arkadaş? Hangi dereceye gelirsen rahatlayacaksın? Hangi statüye gelirsen ruhuna eziyet etmekten vazgeçeceksin? Yatırım yapmayı da anlıyorum, ticaret, hayatın en temel ve eski kavramlarından biridir, eyvallah! Ticaretini yahut yatırımını yaparak ev alırsın, dükkan alırsın, ne bileyim borsa oynarsın, yeni dünyanın oyuncuklarından Nft alırsın, Coin alırsın satarsın, bunların her birine ayrı ayrı eyvallah! Peki, güzel kardeşim, hangi akıl ve mantıkla 40 gün gibi bir süre zarfında % 253 getirisi olacağına inandığın bir sisteme milyonlarca Dolar verirsin, hem de elden...? Yıllarca emeğinle alın terinle, ne acılar ne stresler çekerek kazandığın parayı, böyle bir kumar oynayarak, nasıl riske atarsın? Yukarı da yazdığım gibi, kaç milyon Dolar seni doyuracaktı güzel kardeşim? Parayı kaptırmaktan daha fazla canını yakan şeyin ne olduğunu da tahmin ediyorum. Eminim, baba gibi sevdiğin ve güvendiğin insanın adının güvencesinin olduğu böyle bir tezgaha düşmüş olmak daha çok yakıyor canını (o kişi de parasını kaybettiğini iddia ediyor gerçi, hem parasını kaybettiğini hem de para vermediğini, iş biraz karmaşık orası savcıların işi).
"46 günde dolar bazında %253 getiri vaadine inanılmış olsa bile bu dökümanlardan şüphelenilmemesi, elden ve 3. kişi üzerinden para verilmesi, 'ortalama zekaya sahip' herhangi bir kişiden beklenmeyecek bir davranıştır." Bankanın bu açıklaması da çok acı ve acıtıcı!
Yoksa hepimiz, "Affluenza'' hastalığına mı yakalandık?!