Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Pavyon kültürü

Dizi sezonuna bu yıl hızlı bir giriş yapıldı. Birbirinden iddialı diziler başladı, bazısının ömrü çok kısa sürdü bazıları dolu dizgin devam etmekte. Tabii, her sezon olduğu gibi tartışmalar da eksik olmuyor. Dizilerimiz konuları bakımından kısır ve birbirinin aynı diziler olsa da verimli bir sektörümüz olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Milyonlarca dolarlık bir sektörümüz var ve daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, dizilerimiz yüksek oranlarda yurtdışına ihraç ediliyor.

Son yıllarda pandeminin etkisiyle sıkıntılı günler geçiren sinema sektörü ise bu günlerde adeta bayram havasında. İki üç yıldır sinek avlayan sinema salonları dolup taşıyor. Sömestr tatilinin gelmesiyle, önümüzdeki haftalar daha da hareketli geçecektir. Allah herkesin işini gücünü rast getirsin.

Neden dizi ve sinema sektörüyle ilgili giriş yaptığıma gelirsek, önümüzdeki günlerde bir dizi daha, yayın hayatına başlayacak. Bu dizinin fragmanında, pavyonda dans eden bir konsomatrisi izledik. Yer yerinden oynadı, ne kadar güzel oynuyormuş, rolüne ne kadar iyi hazırlanmışmış. Bu kızımız rolüne çok iyi ve sıkı hazırlanmış olabilir, fikrim yok. Lakin, bir dans üzerinden ve hemen hemen pek çok kadının da gayet kolay bir şekilde sergileyebileceği figürler olan bu pavyon dansı ortalığı kasıp kavurdu. Haber kanallarında, sosyal medyada herkes bu pavyon dansından bahseder oldu. Bu dikkat çekişin sebebi %30 doğal bir şekilde oldu ise de, aslında burada bir Pr başarısı göz ardı edilmemeli. Reklam dünyasının altın kuralıdır; reklamın iyisi kötüsü olmaz! E böyle bir anlayış varken de, dizi ve yapımcısı için muazzam bir Pr dönemi olmuş oldu. Bu işin sektörel tarafı, lakin bir başka tarafı var ki, evlatlarımla konuşurken konusu geçen bu diziyle ilgili bir de ne öğreneyim, dizideki kızımızın dizide kullandığı kostüm olan pavyon elbisesi, hemencecik yok satmaya başlamış. Hatta, farklı şehirlerde bazı kadınlar ve kızlar, "Pavyon dansı" kursuna başlamış. Evet, yanlış okumadınız memlekette bir çok şeye şahit olan bizler, bunu da gördük. Pavyon dansı kurslarımız hayırlı uğurlu olsun. Neden, diye sormayacağım, çünkü artık insanlarımızın ve de dünya insanlığının zevkleri konusunu çoktan aştık. Eğer, bu konulara girecek olursak, pavyon dansı meselesi çok masum kalır ve o konuları benim bünyem kaldıramıyor.

İnsanların hayatlarına, zevklerine karışmak ve laf söylemek, kimsenin haddine değil. Ben de burada kimseyi yargılamıyorum (elimden geldiğince), lakin bu yol yol değil! Ben köyde doğmuş çocukluğumu köyde geçirmiş bir Anadolu çocuğuyum, neyin avam ve bayağı olduğuyla ilgili ahkam kesecek değilim (o işleri memlekette görev edinmiş çok kişi var bir de bana gerek yok), ancak bu da değil be can kardeşlerim, bacılarım. Pavyon denilen yerlerin nasıl birer çukur olduğundan haberiniz var mı? Bu pavyon güzellemesi nedir, Allah aşkına? Pavyonlar erkek için de kadın için de tehlikeli yerlerdir. Erkeğin parasından, ailesinden alır götürür, kadının ömründen götürür. Bu ülkenin çirkin ve bayağı olgusunu, tatlı bir hale getirmek olmaz, olmamalı. Bir gün, pavyonlarda ömür geçirmiş bir hanımla oturup muhabbet edin, onu dinleyin bakalım, mevzu dizilerde, filmlerde gözüktüğü gibi miymiş?

Neyse, hepimizin insanca değer gördüğü, güzelliklere layık olduğu günler dileğiyle, hayırlı Pazarlar...