Ahmet Yenilmez

Her gün yeni hastalık isimlerinin türediği, Dünya Sağlık Örgütü'nün sürekli felaket çığırtkanlığı yaptığı ve ilaç kartellerinin ürettiği ilaçları insanoğlunu korkutarak zorladığı bir devirde, hala doğal olabilmeyi doğal yollarla bağışıklığı güçlü tutabilmeyi savunan hekimlerimizden Dr. Ümit Aktaş diyor ki;

''Hiç bir ilaç firması insan sağlığı için çalışmaz. Bunlar palavra. İlaç firmaları ticari firmalardır. İlaç firmaları para kazanmak için çalışırlar. İnanmayan ilaç firmalarının internet sitelerine girer bakar. Hepsinin 5 yıllık hedefleri var. Pazarlarını büyütmeyi hedefliyorlar. Daha çok satış yapmayı hedefliyorlar.

Nedir o pazar?

Hastalık!

Pazar benim, benim sağlığım üzerinden para kazanıyor. Hiçbir ilaç firması, hiçbir hastalığı tam şifa ile iyileştirmek için uğraşmaz. Öyle bir amacı yok. Dünyanın en büyük bankalarından (Amerikan bankalarından) bir tanesinin finansının başında olan adam, 3 ay önce demeç verdi. Basına dedi ki;

"Hastalıkları iyileştirmek sektör için iyi bir şey değil. İlaç sektörünün ilaç satabilmesi için hastalıkların iyileşmemesi gerek. Ekonomiye baktığınız zaman biz hastalıkların iyileşmesini istemiyoruz."

Kim söyledi bunu?

Bir bankacı söyledi!

Bankacıya ne, bankacı nasıl böyle laflar edebiliyor?

O kadar pervasızlaştı ki sistem, artık bir bankanın başındaki adam bile Amerika'da çıkıp, biz hastalıkların iyileşmesini istemiyoruz bu ekonomi için iyi bir şey değil, diye demeç verebiliyor.

Bu kadar pervasızca...!

Biz de birkaç soru ile bu söyleme ek yapalım;

Neden, dünyada açlıktan veya kalitesiz beslenmeden milyonlarca ölüm olurken, çocuklar çaresi olan hastalıklardan (SMA vb.) çaresizce ölüme terk edilirken, hamilelere, bebeklere ve çocuklara 50'den fazla (uluslararası ilaç şirketlerinin ürettiği) aşı yapılıyor?

Neden, sapasağlam doğan ve herhangi bir semptom göstermeyen bebekten alınan topuk kanını vermediği için, ailelere davalar açılıyor, aileler buna zorlanıyor?

Neden, son dönemde kanser patlaması yaşanıyor ve insanlar kısa sürede direkt son evrede teşhis ediliyor?

Neden, gencecik sporcular, gençler, hatta 10'lu yaşlardaki çocuklarda pıhtı atma ve kalp krizleri gittikçe çoğalıyor?

Neden, her yaşta insanda kalp kası iltihaplanmaları çoğalıyor?

Neden, ısrarla bir sürü önlem alındığı iddia edilmesine rağmen, Otizm patlaması yaşanıyor?

Neden, taramaları ve önleyici uygulamaları çoğalmasına rağmen, adım başı SMA hastası çocuklar çoğalıyor?

Neden, grip salgınlarında gribin baş düşmanı Udi Hindi gibi bitkilerin satışları yasaklanıyor?

Neden, besi ve süt hayvanlarına yem desteği artmasına rağmen, ısrarla sürekli aşılama politikaları yürütülüyor?

Neden, besi ve süt hayvanlarında toplu aşılamalar sonrası, toplu hayvan ölümleri çoğalıyor?

Neden gökyüzündeki ve havadaki ağır metalleri ölçen cihazlar üzerinde çalışan Doç. Dr. Dilek Dündar Erbahar gibi bilim insanlarımız hayat doluyken, evinde önce böcek ilacı sonra da siyanürle intihar etti, şeklinde haberler çıkıyor? (Ve bu durum kimsenin umurunda olmuyor)

Neden, insanların bağışıklığını güçlendirmesi için yollar gösteren, ısrarla insanları doğal çözümlere yönlendiren Prof Dr. Canan Karatay gibi hekimlerimiz medya sansürleri yiyor?

"Neden..." sorularımız çok fazla, lakin bu köşe yazısına sığmaz. Neyse, bizim gündüz programlarımız, dizilerimiz, show programlarımız ve maçlarımız kaçmasın. Kalın sağlıcakla.