Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Sahi hangi Atatürk?

Şunun şurasında 2023'e ne kaldı ki...?

Sayın Cumhurbaşkanımız, ''Hedef 2023'' dediğinde öyle heyecanlanmıştım ki!

Çünkü hemen hemen her yıl Anadolu'yu, 81 ili adım adım gezen bir insan olarak, yapılanları bizzat yerinde görüp yaşayınca, ''Evet, 2023 bir başka olacak'' demiştim!

Çünkü, gerçekçi bir hedefti!

Çünkü, milli bir hedefti!

Çünkü, yerli bir hedefti!

Kuvayı Milliye de mazlum milletlere misal olmuş bir harekettir, 29 Ekim 1923 de bir Kuvayı Milliye Zaferidir.

Bunun lamı cimi yok!

15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgali esnasında, Kur'an okurken dik duran bir Süleyman Fethi, ilk kurşunu sıkan bir Hasan Tahsin vardı!

Samimi bir hedefti...!

29 Ekim 1923'ün sahibi dünyanın tek gazi hem de çifte gazi unvanlı Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, cebinde Al Bayrağın olduğu nüfus cüzdanını taşıyan herkesin hilafsız, falansız filansız, candan yürekten, "varım" diyeceği bir hedefti!

Lakin, öyle bir süreç yaşadık ve yaşıyoruz ki...!

Belki de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayali Misakı Milli gerçek olacaktı...!

Şaşırmayın!

Düşünsenize askerin çarığı yok...!

Tayyare yok...!

"Yok" tan başka her şey yoktu, ama Ata'mızın hayali vardı!

Uzunca zamandır bu hayalimi unutmaya çalışıyordum!

Sebeplerini sormayın!

Sebeplerini, şimdi dinlemeyenlere, seyredecekleri tiyatro oyunlarımla diyeceğim.

Hani, şu siyasilerin, bir şeyi itibarsızlaştırmak için, ''Tiyatro yapma'' ya da ''Tiyatro yapıyor" ifadelerindeki, "tiyatro" değil bahsettiğim...

Merhum Muhsin Başkan'ın referansıyla turnesini yaptığım (1986-1991) "Kırılan Güller" adlı oyunda, ''Parayı mabut, bankayı mabet edenler...'' repliğim vardı!

İşte, şimdi onları seyrediyorum!

Neyse sadede gelelim...

Ne zaman ki, Gezi Olaylarında duvarları terör örgütü paçavrasıyla kirletilen AKM (Atatürk Kültür Merkezi) yükselmeye başladı, umudum yeşermeye başladı!

Ne zaman ki, bizzat açılışına katılıp, Koca Sinan Opereti 'ni seyrettim, Londra Filarmoni Orkestrası övgüyle bahsetti, ''Konser verdiğimiz en güzel salon'' diye, umudum büyüdü!

Bilemedim ki, şehit emaneti bile tahammülü, sabrı, ar etmeyi hak etmeyecekmiş!

Dün, 10 Kasım'dı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 83. yıldönümü...

Her zaman olduğu gibi, Hacıosman 'dan metroya bindim (Allah yapanlardan razı olsun) fonda çok da sevdiğim Zülfü Livaneli bestesi, ''Yiğidim aslanım" (Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun Nazım Hikmet için yazdığı şiir) şarkısı...!

Atatürk'ün anlatıldığı bir çalışmanın fon müziği(!) olarak kullanılmış!

Allah aşkına, bu ülkede Atatürk'ü hangi müzik, hangi tarz, hangi eser ifade eder diye, çocuğa sorsanız ''Zeybek'' diyecekken, siz hangi akla uyarak, hangi Atatürk'ü(!) ima ettiğinizi söylesenize?

Bakınız, CHP, özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu, siz bu milletin en saygı duyduğu kişiyi bu ısrarla, bu şekilde anlattığınız için, en hafif ifadeyle, büyük vebal altındasınız bilesiniz!