Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Size soruyorum

Gerek yazılarımda gerek tiyatro oyunlarımda gerekse konuşmalarımda, "Hızlı yaşıyoruz, hızlı tüketiyoruz, hızla da tükeniyoruz" der, dururum.

Bu yazımı, Avusturya Salzburg 'dan havalanıp Almanya Duisburg'a giden uçakta yazdım.

Mübarek Ramazan ayında Batı Avrupa Türklüğü ile iftar sofralarında buluşup, hasbihal ettik.

Onlara, "2. yüzyıl Türkiye Yüzyılı olsun mu?" diye sordum.

Aldığım cevabı paylaşmadan önce, biraz geçmişe uzanalım.

Bundan tamı tamına 126 yıl öncesiyle devam edeceğim, bugünkü yazıma. Durun durun, bakmayın öyle çok eskilere gittiğime, " Hızlı yaşıyoruz... " dedim ya, bugüne çabuk döneceğim.

17 Nisan 1897, öylesine önemli bir tarih ki!

Eğer, bundan 126 yıl önce hak ettiğimizi alabilseydik, bugün her şey o kadar çok farklı olacaktı ki...

Neden mi bahsediyorum?

Meşhur 30 Gün Savaşı'ndan...

Bir başka ifadeyle, 1. Yunan Savaşı'ndan...

Sultan 2.Abdülhamid Han tahta çıkmış, 300 000 000 altın borcu azaltmaya, okullar açıp, köprüler yapıp, demiryolu rayları döşemeye başlamıştı ki, birileri, dünün PKK'sı Yunan'ın başını okşadı ve bizim karşımıza attı!

Attı da ne oldu?

Elbette, hak ettiği tokadı yedi!

Gelelim asıl konuya...

Yunanistan Osmanlı'ya 4 100 000 lira savaş tazminatı ödemek durumunda kalır!

İşte, geldik zurnanın zırt dediği yere!

Başını okşayıp Osmanlı'nın karşısına atanlar, bu sefer de Yunanistan 'ın ödemesi gereken savaş tazminatını ödetmezler!

Sonuç, 1909 Sultan 2. Abdülhamid Han bir darbe ile tahtan indirilir!

Yerine, muktedir olamayan Vahidettin gelir ve 15 Mayıs 1919'da Yunan Izmir'e çıkar!

Çıkar çıkmasına da 9 Eylül 1922'de bu sefer öyle okkalı bir Tokat yer ki, kendisini Ege'nin sularına atar!

Nihayet 29 Ekim 1923' te elde kalan Anadolu coğrafyasında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulur!

Kurucu Cumhurbaşkanımız Atatürk zamanında derlenme toparlanma dönemi yaşanır, ancak ömrü kifayet etmez, 10 Kasım 1938'de vefat eder ve birçok şey yarıda kalır!

Çok partili hayata geçiş, "Yeter söz milletin" dönemi Menderes ile başlar.

Bu sefer de Menderes idam edilerek şehit edilir ve bir çok şey yarıda kalır!

Merhum Demirel, barajlar, köprüler derken, onların çocukları 1980'de bir darbe yapar!

Dönemin simaları kodese, eğitimli gençleri Mamak zindanlarına, idam sehpalarına gönderilir!

Keban Barajı, GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) yarıda kalır!

Sadece GAP tamamlansaydı, bugünkü Türkiye çok daha başka olacaktı!

1980 sonrası Eruh Baskını ile (1984) bugünün PKK'sı devralır emperyalizmin taşeronluğunu!

Ve Turgut Özal...

Derler toparlar milleti, bir nebze de olsa nefes aldırır!

Ve hazin son, 30 yıl önce bugün (17 Nisan 1993) bir Türkistan seyahati dönüşü, eceliyle mi ölür yoksa öldürülür mü, bilinmez bir şekilde vefat eder!

Derken, Erbakan Hoca gelir.

İktidara gelir gelmez, hortumu belli bir zümreye bağlanmış fonları, bir çatı altında toplar ve çalışmalara Cumhuriyet tarihinin en büyük maaş zammını vererek başlar!

Derken, 28 Şubat...!

Derken, kasalar havada uçuşur!

Derken, 2002...!

Ve 21 yıldır devam eden bir süreç...

Yapılanları, öyle kalem kalem yazmayacağım.

Olanlar zaten ortada!

Sadece, PKK'nın yediği tokatı ve Karabağ Zaferi'ni diyeceğim...!

Ve Türk Devletleri Teşkilatı!

Daha doğrusu, Türk Kardeşler Teşkilatı!

Biliyor musunuz, bu teşkilatın üyelerinden biri de Macaristan!

Meseleye şöyle bakarsak daha doğru olur, bakınız ben Avusturya' dan Almanya'ya uçuyorum, ama pasaport kontrolünden geçmeden...!

Avusturya' da hangi parayı kullanmışsam, Almanya'da da aynı parayı (Euro) kullanacağım.

Kaldı ki, ben bu topraklarda bir yabancıyım!

Düşünsenize, Türk Devletleri Teşkilatı sınırlarını..!

Bir an hayal edin şöyle, nüfus cüzdanınız ve Türk Lirası cebinizde o coğrafyayı dolaştığınızı...

Size dünyanın buğday ambarı, pamuk ambarı, enerji ambarı olan bir coğrafyadan bahsediyorum.

Bakınız, Batı Avrupa Türklüğü, AB ile Euro ile bunun anlamını çok ama çok iyi biliyor!

Bir çok kişi, İsviçre 'de bulunup, Almanya'dan alış veriş yapıp, Fransa' daki evinde yaşıyor!

Onun için, Avusturya Salzburg ve Linz'de, "2. yüzyıl Türkiye Yüzyılı olsun mu?" diye sorduğumda, Batı Avrupa Türklüğü hep bir ağızdan, "Olsunnnnn" diye haykırdı!

İşte, bu seçim başka bir seçim!

Oyumuzu, kim iktidara gelsin, diye kullanmayacağız,

oylarımızla, 2. yüzyıl #TürkiyeYüzyılı olsun mu olmasın mı kararı için kullanacağız.

Şimdi sorarım size, 2. yüzyıl #Türkiye Yüzyılı olsun mu?