Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Teşekkür ederim Ülkü Ocakları!

Bu sıralar, Cennet Mekan Sultan Abdülhamid Han taktiği ile bakıp, merhum Mehmet Akif Ersoy mizanı ile yatıp Gazi Mustafa Kemal Paşa icraatıyla sağlamasını yapıp, Başbuğ Alparslan Türkeş'ten öğrendiklerimle düşünüp, Muhsin Başkan'ın duruşuyla, hayat denen hikayeme, rolüme devam ediyorum!

"Daha ilk dakikada insanın kafası karıştırılmaz ki arkadaş'' demeyin, ayrıca ben kimsenin kafasını da karıştırmıyorum, böyle bir gayem de yok!

Hayatım boyunca, özel hayatımda, kişiliğimde, ideolojimde, mensubiyetime, cemiyetçiliğimde, hayata karşı duruşumda, arkamda bırakmak istediğim Ahmet Yenilmez'in formülü, işte bu silsile oldu, oluyor, olacak da inşallah!

Bu silsilenin bana bugün çıkardığı isimler de Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli olmuştur.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, benim mahallemden delikanlı ağabeyim, Sayın Devlet Bahçeli benim baba yarım ağabeyim...

Evet, mahallemin delikanlı ağabeyinin etrafı çok kalabalık, çünkü kolay değildir mahallenin ağabeyi olmak!

Bazen, yanına yaklaşamasam da uzaktan seyri bile güzel!

Baba yarım ağabeyim, bazen bana kızar, adı üzerinde baba yarısı hukukuyla, iki de tokat atar!

Ama, ben ne mahallemin delikanlısına ne de baba yarım ağabeyime hadsizlik yapana, haddini bildirmek için elimden ne geldiyse, Muhsin Başkan duruşuyla gerekeni yaptım, yapıyorum, yapacağım!

Efendim, Sultan Abdülhamid Han, bir konu hakkında kararlarını, hep İngilizlerin konu hakkındaki dediklerine kulak vererek değerlendirip, ona göre verirmiş!

Ben de tabiri caizse, Halk Tv , Tele 1, KRT gibi kanallara bakarım sık sık...

Dün, Suriye Mera'da, eli kanlı bebek katili PKK / YPG, iki Özel Harekat Polisi'mizi şehit ediyor!

Halk Tv'de, Şirin Payzın yana yakıla, "Bakın, PKK YPG yapmamış da olabilir, bilmiyoruz (!)" diye çırpınıyor!

Aklıma merhum Başbuğ 'un, "PKK ASALA'nın devamıdır! Apo Ermenidir! " sözleri geliyor, imdadıma Başbuğ'umun makamında oturan ağabeyim Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı tarihi konuşması geliyor, akabinde Ülkü Ocakları'nın Gençlik Kurultayı, "Analar Bacılar Kurultayı" yetişiyor!

Sonra bakıyorum, BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) Suriye ile ilişki kuruyor!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'ün, "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" sözünün hakikatini, bir kez daha iliklerime kadar hissediyorum!

En nihayetinde merhum Muhsin Başkan'ın, "Bizim oğlan, teknoloji hangi silahı icat ederse etsin, inanmış insanın karşısına koyacağı silahı hala icad edemedi" sözündeki gücün idrakine varıyorum!

Aslına bakarsanız, lafı daha fazla çekip uzatmaya gerek yok!

Öyle özlemişim...!

Öylesine susamışım ki...!

Neyi mi?

Ocak gecelerini...

"Kırılan Güller" tiyatro oyunu turnelerini (1987-1990)...

Bir yerde, Aşık Sefai'nin katılımıyla, orada ilk kez, "Ayşem" şiirini dinleyişimi...

Kaya Kuzucu ağabeyi, derken Hasan Sağındık ağabeyi...

Son Ülkü Ocakları Kurultayı'nda o günleri gördüm!

Ağladım!

Tıpkı, 1987'lerde cezaevinden yeni çıkan Mehmet Karanfil ağabeyin Bizim Ocak Gecesi'nde ağladığı gibi...!

Hatta, İzmir Ekiciöver 'deki o gecenin sunuculuğunu yapmıştım da Karanfil ağabeyin ağlamasına bir anlam verememiştim!

Şimdi, öyle iyi anladım ki...!

Teşekkür ederim Ülkü Ocakları...!