Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Hakkımı helal etmiyorum

Bu günkü yazımın ilk satırları bu değildi. Hatta ilk yazım da bu değildi. İlk yazımı İstanbul’da yazmıştım ancak, sılayı rahim için memleketime gelince sizlere bu yazımla seslenmek istedim.
Her gelişimde olduğu gibi yine anacığımın, ataların ve dedelerin mezarını ziyaret edip, bir başka mezarlıkta da nefeslendim! Çünkü bu mezarlık ağır, yorgun, sahipsiz kolay değil 35 yıldır bir emanet taşıyor sırtında. Nefeslenmeden, "Azıcık yoruldum biraz da sen taşı" diyecek kimseyi bulamadan, yorgun düştüğünde, yolda kaldığında halini hatırını soran bir sahibi olmadan, ‘’Bakın 35 yıl önce ben dedim’’ haklılığının bile keyfini süremeden!

O mezarlıkta yatanlar Tufan TURAN (Bafra/Samsun 1980) ve Sefa KOLOĞLU (Şahinkaya Köyü Ulubey/Ordu 1980)...

Ordu İmam Hatip Lisesi talebesiydi onlar. Zulüm altında inleyen Kerkük Türkmen’inin  "Altın Hızma" türküsüyle duygulanıp, "Çırpınırdın Karadeniz" marşı ile coşarlardı.  Önceki ziyaretlerimde bağımsızlığına kavuşmuş Türk cumhuriyetlerinden bahsederdim onlara.

Hiç unutmam 2013'teki ziyaretime Eskişehir’den gelmiştim. 2013 Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Etkinliklerinden. Bir Ramazan ayı boyunca Eskişehir’in 29 farklı mahallesinde "Halil İbrahim Sofrası" kurup her iftarda bir Türk damak tadıyla iftar açmış, -Anacığımı kaybetmemiştim henüz- bayram için de memlekete gelmiştim. Doğruca Tufan TURAN ve Sefa KOLOĞLU ’un mezarına gidip ‘’Bilin bakalım nereden geliyorum’’ deyip onların, uğruna can verip göremedikleri o mutlu tabloyu anlatmıştım coşkuyla!

35 yıl öncenin hatıraları taktı beni ardına sokak sokak dolaştırdı. Yorgun düştüm eski bir Ordu oteline sığınıp televizyonu açtığımda yüreğim burkuldu.
Bayır Bucak Türkmenleri katlediliyordu, Rus uçaklarından atılan bombalarla!

Boğazım düğümlendi yutkunamadım, nefesim daraldı, 35 yıl öncesine attı beni yüreğim, Tufan TURAN ve Sefa KOLOĞLU gözümün önünde! Odanın ışıklarını kapattım,  gözlerimi yumdum ama Tufan TURAN ve Sefa KOLOĞLU oradaydılar!

Karadeniz bile çıldırdı duymamak için kulaklarımı kapattım. Tufan ve Sefa kardeşlerimin sesinden ‘’Çırpınırdın Karadeniz’’ marşının mısraları çınladı kulaklarımda. Hançeremiz yırtılıncaya kadar haykırarak söylediğimiz ‘’Türk’ün şanlı bayrağını Moskova’ya asacağız!...’’

Televizyonda altyazı geçiyor ‘’Rus uçakları Bayır Bucak Türkmenleri'ni bombalıyor."
Bilgisayarımı açtım haber sitelerine bakacaktım ki telefonumun mesaj sesini duydum!
Gelen Mesaj:

Cevap...
Bilgisayarımı kapatmak için tam klavyeye dokunmuştum ki ekranıma bu resim çıktı

Gözyaşlarımı tutamadım,
Bunu yapanlar...
Bayır Bucak Türkmen kardeşlerime giden bu TIR'ları durdurup dünyaya jurnal edenler!

Size hakkımı helal etmiyorum!