Osman Korkmazel

Kupa bitti, lige dönüş maçının da deplasman olması daha bir sıkıntı Galatasaray için. Çok enteresandır Sarı Kırmızılılar, ligde son 7 yenilgiyi de deplasmanda oynadıkları maçlarda aldı. Evet, bakıldığında Alanyaspor’a karşı daha önce 3’te 3 yapmış Galatasaray ama Mesut Bakkal’lı ev sahibi 6 maçta (4G-2B-1M) tek yenilgi almış. Özetle az sonra deplasman fobisi ve kupa moralsizliği ile Alanyaspor karşısına çıkacaklar. En önemlisi puan yitiren yandı...Çıkarken baktım, Fatih hocaya, “Doğru birdir” lafını ilettim. Çünkü 11’i tam isabetti. Oyuna temponun yanında, akıl işini soktular. Pas kombinesi tıkır tıkır işliyordu, golün gecikmemesi de bu oluşumun ürünüydü. Burada, Gomis’in, takipçiliği de unutulmamalı. Peki Mesut Bakkal’ın ne yapıyordu. Kabuğuna çekilmiş, hızlı hücumcularını aport ta bekletiyordu. Dk 12’de Lopez bunun örneğini sundu; Muslera güçlükle çıkardı. Ama 16’da yedikleri Mariano ortalı, Tzavellas  ters vuruşlu gole “Şanssızlık” demeliyiz. Ve bunun acısını Fernandes enfes bir golle çıkardı. Yalnız havanın sıcaklığından mıdır, nedir; ilk yarının son 13 dakikalık bölümü kalitesi düşük bir maça dönüştü. Hocalar ne düşünür bilemem ama iki takımında vitesi yükseltmesi elzem. Hele ki Fatih Terim’in, 3 puan olmazsa olmazı… Mesut Bakkal düşme hattına gireceklerini anlamış olacak ki, hücum emrini vermişti oyuncularına. Ancak fırsatı kaçıran Galatasaray’dı; Gomis baskı sonucu kaptığı topu Rodrigues verdi, atsa 3-1 olacak belki de maç kopacaktı. E, atamazsan golü yersin ve Emre 59’da penaltıdan golü attığında maç yeniden başladı. Ve, ardından iki hocadan da hamleler geldi. Terim’in ki hücuma, Bakkal’ın ki savunmaya yönelikti. Ne tuhaf biri 1 puana, diğeri 3 puana “Şükür” diyecek. Golü fazlasıyla hücumu düşünen Fatih Terim buldu. Sinan’ın iğne deliğinden  geçirerek attığı gol, Galatasaray’a derin  bir nefes aldırırken, şampiyonluk umudunu da arttırıyordu…