Rasim Ozan Kütahyalı

Rasim Ozan Kütahyalı

28 Şubat darbesine dair Yargıtay ne karar verecek?

28 Şubat darbesine dair Yargıtay ne karar verecek?

Geçtiğiniz haftanın üzerinde pek durulmayan ve geçip giden haberlerinden biriydi.

*

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi, 28 Şubat davasında 18 sanığa verilen müebbet hapis cezalarını hukuka uygun buldu.

*

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21’inci Ceza Dairesi, aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın da bulunduğu 28 Şubat davası kapsamında müebbet hapis cezası verilen 18 sanığın cezalarını onadı. İstinaf başvurusu ise reddedildi.

*

Çevik Bir, Çetin Doğan, Kemal Gürüz’ün müebbet hapsi onaylandı. 10 sanık hakkındaki dava ise zaman aşımı nedeniyle düştü.

*

Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı hakkındaki karar ölüm nedeniyle düştü.

*

Şimdi ise gözler Yargıtay’da olacak. Son kararı Yargıtay verecek.

*

Tüm darbelerde olduğu gibi, 28 Şubat darbesinde de TSK'nın harekete geçmesinin gerekçesi, eğitim şekli itibarıyla, sadece savunma gücü olarak değil, aynı zamanda, topluma liderlik yapma anlayışıyla yetiştirilmesinden kaynaklanan, "Atatürk devrimlerinin elden gittiği" düşüncesidir.

*

Öte yandan 23 sene önce büyük acılarla yaşadığımız 28 Şubat darbesini diğer darbelerden ayıran en önemli özellik biraz da askeri bir darbeden ziyade "sivil toplumun tepkisi" algısı oluşturabilmek adına sadece silahlı kuvvetlerin eylem ve sözlerinin değil, sivil bürokrasi ile -sözde- sivil toplum örgütlerinin seçilmiş hükümet aleyhtarı eylem ve kararlarının da öne çıkarılmış olmasıdır.

*

28 Şubat darbesinde önemli bir rol oynayan ve "sivil inisiyatif", "beşli oluşum", "beşi bir yerde", "beş kafadarlar", "yıkım ekibi" ve "beşli çete" olarak da adlandırılan bu grubu TOBB Başkanı Fuat Miras, TESK Başkanı Derviş Günday, Türkİş Başkanı Bayram Meral, DİSK Başkanı Rıdvan Budak ve TİSK Başkanı Refik Baydur oluşturuyordu. Bu detay şu an nerdeyse unutuldu diyebiliriz.

*

TSK ile bürokrasi ve "beşli çete" olarak adlandırılanlar başta olmak üzere -sözde- STK'lar arasında bu ittifak, seçilmişlerin baskı altında tutulmasında ve nihayetinde iş yapamaz konuma getirilmesinde açıkçası başarılı olmuştur.

*

Refahyol hükümetinin iç ve dış politika icraatlarının ülkeyi yıkıma götürdüğü öne sürülerek, sivil siyaset alanı adeta yok edilmişti.

*

Koalisyon ortağı partiye mensup milletvekilleri istifaya zorlanarak, milli irade hiçe sayılmıştı.

*

Bu doğrultuda tüm toplum üzerinde psikolojik harekât faaliyetleri uygulandı.

*

Bu çerçevede, başta "brifingler" olmak üzere, tehdit, gerilim, korkutma, beyin yıkama, düşman algısı oluşturma vb. yollarla toplum baskı altında tutulmuştu.

*

Bu süreçte darbecilerce "brifinglere" özel bir anlam ve önem verilmişti.

*

Oramiral Güven Erkaya brifinglerle ilgili olarak basına verdiği şu demeçte aslında 28 Şubat askeri darbesinin postmodern karakterini çok açık şekilde itiraf ediyor:

*

"Brifinglerle kamuoyunu bilinçlendiriyoruz. Tabii çalışmalarımızın çoğu milletvekillerini iknaya yöneliktir. Rejimin içine düştüğü tehlikeyi öncelikle onların görmesi gerekir. Biz bu yola çıkarken Genelkurmay'da toplandık. Muhtemel olumsuzluklara karşı köklü, alternatif planlar hazırlamaya koyulduk. Her olumsuzluğun bir karşı koyma tedbirini aldık. Planlar cebimizde. Parlamento üyelerinin meseleyi siyaseten halletmeleri için bekledik. Verdiğimiz mesajları almadılar veya almak istemediler. Şimdi ikinci maddeyi uyguluyoruz. Sivil kesimde kamuoyu oluşturuyoruz."

*

28 Şubat 1997 darbesi başarıya ulaşan son askeri darbeydi.

*

28 Şubat darbesinden tam 10 yıl sonra 27 Nisan 2007'de bir askeri darbe teşebbüsü daha yaşadık ama bu sefer Recep Tayyip Erdoğan hükümeti dik durdu ve bu darbe teşebbüsü geri püskürtüldü.

*

14 Mart 2008'de AK Parti'ye bir kapatma davası açıldı ve bu da Kemalizm adına son yargısal darbe teşebbüsüydü.

*

Sonrasında ise 7 Şubat 2012 ve 17-25 Aralık 2013'te Kemalizmin yerini almak isteyen Gülenizmin darbe teşebbüslerini yaşadık.

*

15 Temmuz 2016 askeri darbe teşebbüsü ise gerçekten çok büyük bir ihanet ve alçaklıktı. Tüm bunların yolunu ise 27 Mayıs açmıştır.

*

Allah bir daha bu ülkeye hangi ideoloji adına olursa olsun adi ve alçak darbe teşebbüslerini yaşatmasın. İşte o bağlamda Yargıtay’ın kararı emsal olacaktır.