Rasim Ozan Kütahyalı

Rasim Ozan Kütahyalı

Benim perspektifimle bir başka açıdan Rusya ve Türk aydınları

Rusya-Ukrayna arasında Donbass gerilimi artarak devam ediyor. Ben de süreci dikkatle takip ediyorum.

*

Bu meselede ve gerginlikte belirleyici olacak Rusya'nın tavrı olacaktır.

*

O sebeple Rusya'nın Donbass ve Ukrayna konusundaki perspektifini bu yazıda aktaracağım ama diğer yandan da Rasim Ozan olarak benim bakış açımdan Rusya bana ne anlam ifade ediyor, onu da kaleme alacağım bugün, bu köşede.

*

Ukrayna'nın güneydoğusundaki Donbass'ta yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, bu bölgede yeni savaş başlatma girişimlerinin Ukrayna'nın yerle bir olmasına yol açabileceğini söyledi. Bu çok hayati bir uyarı. Rusya'nın ültimatomu.

*

Rus Pervıy Kanal'a demeç veren Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Devlet Başkanı Vladimir Putin kısa süre önce söylemişti ancak bu sözler bugün de geçerli; Donbass'ta yeni savaş başlatmaya çalışanlar Ukrayna'yı yıkıma uğratır" dedi.

*

Rusya'nın ABD öncülüğündeki Batı'nın Ukraynalı politikacıları Donbass'ta sıcak bir çatışma başlatmaya teşvik etmeyeceğini umduğunu kaydeden Lavrov, "Askerler, sıcak bir çatışma başlatmaya yönelik eylemlerin vereceği zararı anlıyor. Umarım ki askerler, ABD öncülüğündeki Batı tarafından kışkırtılan siyasetçiler tarafından bu yönde teşvik edilmez" ifadelerini kullandı.

*

Lavrov, Ukrayna parlamentosunun kabul ettiği ve Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'in imzaladığı belgeler hakkında çok sayıda spekülasyon yapıldığına dikkat çekerek "Bu, gerçek siyaseti ne kadar yansıtıyor? Ayrıca bu, oy oranı düşen Zelenskiy'in ülkedeki sorunları çözme amacını ne ölçüde destekliyor? Bunlar blöf mü yoksa somut planlar mı, bilmiyorum" diye konuştu.

*

Ben Rusya ve etrafındaki coğrafyanın tarihine ve kültürüne çok meraklı bir yazarım.

*

Şu sıralarda da Serhi

Plokhy'nin "Avrupa'nın kapıları:Ukrayna Tarihi" kitabını okuyorum.

*

Totaliter ve otokratik yönetim bataklığından tarih boyunca hiçbir dönemde kurtulamayan bir coğrafya Rusya havzası.

*

Fakat bu gerçeğe rağmen her zaman Rus kültür ve düşünce hayatı canlılığını ve dinamizmini korumuştur.

*

Rus kültür ve entelijensiya gelenekleri öyle köklü ve kuvvetli ki en koyu totalitarizmin yaşandığı dönemlerde bile ayakta kalmasını biliyor. Yıpranıyor, aşınıyor ama dağılmıyor...

*

Dediğim gibi Rusya üzerine ve özellikle Rus kültürü ve edebiyatına dair çok okumuşumdur.

*

Fakat hususiyetle iki kitabı çok büyük iştahla ve altını çize çize idrak etmişimdir.

*

Birincisi Andrzej Walicki tarafından yazılan İletişim Yayınları tarafından yayınlanan ve Alaeddin Şenel'in dilimize kazandırdığı "Rus Düşünce Tarihi: Aydınlanma'dan Marksizme" adlı eserdir.

*

İkincisi ise Solomon Volkov tarafından yazılan YKY tarafından yayınlanan ve Sabri Gürses'in Türkçemize kazandırdığı "Büyülü Koro: Tolstoy'dan Soljenitsin'e 20. Yüzyıl Rus Kültür Tarihi" adlı eserdir.

*

Bu iki kitabı da okurken çok büyük keyif almıştım, çok faydalanmıştım.

*

Ne zaman Moskova'ya ve Petersburg'a gitsem bu iki eşsiz kültür tarihi kitabında geçen mekânları bu iki şehirde teker teker gezerim ve ben de büyülü bir atmosfer yaşar gibi olurum.

*

Walicki ve Volkov'un eseri Rus ruhunu içerden kavramaya çalışan ve okuyucuyu da Rus labirentinin içine sızmaya zorlayan çok sahici ve dürüst iki kitaptır.

*

Moskova'da Tretyakov Galeri'den Puşkin Galeri'ye, Tolstoy'un Evi'nden Stanislavski'nin Evi'ne, Modern Tarih Müzesi'nden Gorki'nin ve Çehov'un evine gezer dolaşırken ister istemez Türkiye'nin entelektüel ortamının bir çöl olduğundan ve entelektüel sanılanların çoğunun da kısıtlı zekâlı ve az donanımlı olduğunu düşünmeden edemezsiniz ve üzülürsünüz.

*

Çöl ortamında güzel bir çiçeğin açması nasıl çok zorsa Türk entelektüel ortamından da yüksek zekâlı aydın çıkması ihtimalinin o kadar zor olduğu gerçeğini yine hatırlıyorsunuz.

*

Her Rusya seyahatimde maalesef hep bunları düşünür ve ülkem adına hüzünlenirim.