Rasim Ozan Kütahyalı

Rasim Ozan Kütahyalı

Dursun Albay, İrem Çiçek ve hayat nehrinin akışı

Dün beni gazetecilercom sitesinin yöneticisi Cuma Obuz aradı. Ulusal Kanal’da CHP’li Albay Dursun Çiçek ile muhafazakar yazar Mustafa Albayrak arasında benim ismim geçen bir tartışma olduğunu söyledi ve o bölümün videosunu gönderdi

*

Sonra ben de Dursun Çiçek’in muhafazakar yazar Mustafa Albayrak ile Ulusal Kanal’daki tartışmasını daha detaylı seyrettim.

*

Daha önce Dursun Çiçek’in kızı İrem Çiçek de beni hedef alan sert açıklamalar yapmıştı. Ben özellikle İrem’i çok iyi anlıyorum ve asla kızmıyorum. İrem travma geçirmiş çocuklar kuşağının sembol ismidir.

*

Benim 2002-08 arası Plato Film kast direktörlüğü dönemimde olsa Sinan Çetin’le beraber İrem’i sahnelere ve beyazperde dünyasına damga vuracak bir aktrist yapabilirdik.

*

Şu an tanıdığınız birçok oyuncu o dönemin ürünüdür. İrem’de de gösteri ve sanat dünyasına yönelik böyle bir istek ve eğilim olduğu açık. Potansiyeli de var.

*

Ama hayat bazen insanları yani hepimizi bambaşka yerlere sürüklüyor. Yaşam nehrinin nasıl akacağı belli olmuyor.

*

Dediğim gibi bu video üzerine dün Cuma Obuz ile bir telefon söyleşisi yaptık. CHP’li Dursun Çiçek’le ilgili orada söylediğim ana başlıkları bugün siz Güneş okurlarıyla da paylaşıyorum.

*

Dursun Albay ve onun gibilerin bana karşı bitmeyen takıntısını anlayışla karşılıyorum.

*

O F-16 hadisesinde Çiçek’in söylediği doğruydu. Başkan Erdoğan olmasa beni kesinlikle tutuklarlardı.

*

Ben bunun bilinciyle ne olur ne olmaz diye küçük de bir bavul yaparak Ankara’ya gittim.

*

Fakat tuhaf olan beni orada tutuklatacak olan Genelkurmay askeri savcıları ve hakimleriydi.

*

Beni tutuklama hedefindeki bu kadronun tamamı azılı FETÖ’cüydü ve hepsi içeride.

*

Bu Dursun Çiçek nasıl FETÖ’cülerin yapacağı bir tutuklamadan sevindirik olabilir? Zaten o videoda muhafazakar yazar Mustafa Albayrak da şaşırıyor.

*

Cuma Obuz bunun üzerine bana soruyor: Size olan Ergenekon-Balyoz döneminden kalma birikmiş öfkesinden ötürü olabilir mi Dursun Bey’in?

*

Benim cevabım:Tastamam öyle zaten. Bu yüzden 15 Temmuz öncesi o dönem FETÖ ile bir kısım sözde Kemalistler yakınlaştı ve müttefik oldu.

*

Recep Tayyip Erdoğan’a olan nefret bu iki grubu birleştirdi. Zaten bu örnek 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde ve 15 Temmuz koalisyonunda nasıl kimilerinin FETÖ ile işbirliği yaptıklarının da kanıtıdır.

*

Fetullah’tan nefret ettikleri halde sırf hükümete olan nefretleri daha ağır bastığı için FETÖ’nün Erdoğan’ı indirmesine destek verdiler yada sessiz kaldılar.

*

Aslında işin özü şudur: Bizler önce Dursun Çiçek zihniyetinin egemen olduğu askeri vesayet rejimini devirdik. Gerçek bir ihtilal yaptık.

*

Sonra da Mehmet Partigöç’lerin FETÖ vesayet rejimini devirdik. Bu da hakiki bir ihtilaldi. Sırasıyla iki ihtilal üst üste yaptık.

*

FETÖ olgusunu halkın büyük çoğunluğunu ikna edip seferber ederek tarumar eden Başkan Erdoğan’ın önderliğinde bizleriz.

*

Sırasıyla oldu bu iki devrim. Bakın bu Dursun Çiçek tarzı eski rejim kafası mümkün değil 50 sene Gülenizmi bitiremezdi.

*

Çünkü halk desteğini arkalarına alamazlardı. Halkın rızasını üretebilmek bu mücadelede çok önemlidir.

*

Yurtdışındaki FETÖ’cüler de şimdi bizleri Türk derin devletinin emrinde olarak takdim ediyorlar. Her iki yenilmiş tarafın da söylediği komik.

*

Hakikat olan iki ihtilalin birden 10 sene içinde gerçekleşmesidir. Bu muazzam bir olaydır.

*

Fetullahçılarla geçmişte mücadele edenler dindarlarla ve hatta İslam düşüncesi ile mücadele kapsamının bir kolu olarak Gülen örgütünü görüyorlardı.

*

İslami görünürlülük anlamında dindarlık olgusuna düşmandılar. Fetullah’a da elbette düşmandılar. Fakat FETÖ’cüler takiye yaptığı için yırtıyorlardı.

*

Bakın hala o programda 1995’te eşi başörtülü olduğu için üç deniz binbaşının ordudan kovulmasını savunuyor Dursun Çiçek.

*

O üç ismi Tayyip Bey hemen belediyede işe aldı diye Başkan Erdoğan’ı suçluyor. Tam CHP zihniyeti işte.

*

Oysa onlar Mustafa Albayrak’ın da söylediği gibi samimi dindar subaylardı.

*

Namazını saklamadan kılan, takiye yapmayan, eşi başörtülü muhafazakar subayları zaten bizzat FETÖ ihbar diyordu, Kemalistlerin gözüne girebilmek için.

*

Bizim bir halk ihtilaliyle devirdiğimiz askeri vesayet rejimini özleyen Dursun Çiçek’i anlıyorum.

*

Aslında kendisi dürüst bir 12 Eylül subayıdır. 12 Eylül askeri darbesini hala sonuna kadar savundu Halk TV’de Enver Aysever’in programında.

*

Ben her iki devrim sürecinde de yani hem askeri vesayet rejimin tasfiyesinde hem Gülenist vesayetin tarumar edilmesinde en ön saflarda sert çarpıştım.

*

Dolayısıyla bu iki siyasal ihtilal sürecinde devrilenlerin bana yönelik nefret duyması da normaldir.

*

Bakın ben yapılan iki devrimi de savunmakta birlikte yaptığım hatalarla da yüzleşiyorum.

*

TV100’de Ahmet Kasım Han bana sorulabilecek her suali sordu, özeleştiri de yaparak yanıtladım. Dursun Çiçek izlesin.

*

Ben her türlü hesaplaşmaya da hazırım. Korkmasınlar. Haklı olduklarına inanan insan korkmaz.

*

İkide bir orda burda benim olmadığım kanallarda laf atmak askerlik ahlakına ve mertliğe yakışmaz.

*

İstedikleri mecrada 10’a tek dahi çıkarım. O döneme dair tüm hakikatler aydınlansın.

*

Toplum da o süreçlerdeki tüm karanlık noktaların açığa çıkmasını isterken haklıdır. Dürüstçe ve mertçe geçmişle yüzleşmek gerekir.