Rasim Ozan Kütahyalı

Rasim Ozan Kütahyalı

32. Gün, Orhan Pamuk olayı ve Z kuşağı

Sevgili okurlarım, bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta 32.gün arşivinden rahmetli Mehmet Ali Birand’ın Orhan Pamuk ile 2002 senesinde yaptığı söyleşi videosu çıktı. 5 gündür de bu söyleşi ve sonrasındaki gelişmeler konuşuluyor sosyal medyada.

*

Bu Orhan Pamuk söyleşisinde 20 yaşındaki halimle ben de varım. Önce Birand bana Kopenhag kriterlerini soruyor. Onu cevaplıyorum, sonra programın sonunda oryantalizm ve Edward Said etrafında büyük romancımıza sualler soruyorum. Video aşırı izlendi.

*

Ben de Rasim Ozan olarak dün 19 sene önceki 32.Gün videosu ortaya çıkınca, Amelie filminde çocukluk kutusunu bulan adam gibi duygulandım.

*

Büyük bir sanatçı olan Orhan Pamuk’u çok severim çünkü. O hislerle Ocak 2020’de çekildiğimiz o özel fotoğrafı da paylaştım.

*

Fakat şu an bin pişmanım. Sosyal medya kötülük dolu, schadenfreude duygularıyla dolu herkes. Bir sürü ezik ve kompleksli insanla uğraşmak zorunda kalıyorsun.

*

Aslında 32.gün programında ben bir sual daha sormuştum ama maalesef dönemin konjonktürü gereği sansürlenmek zorunda kalmıştı.

*

Yine bir general, faşizan bir açıklama yapmıştı o zaman. O bağlamda ben de “Bu generallerin sultasından Türkiye ne zaman kurtulacak” diye sert sual sormuştum.

*

Haliyle TV’de yayınlanamadı. Fakat o militarist rejimi göçertmeyi de biz başardık. Önce militarizmi sonra Gülenizmi çökerten adeta iki ihtilal yapanlar biziz.

*

Ama elbette bu ihtilal süreçleri esnasında, devrim şartları gereği çok haksızlıklar da yaşandı. Hiç alakası olmayan kişilerin mağdur olabildiği de doğrudur.

*

Ben bunları bir ihtilalci olarak kabul ediyorum. O yüzden bana bu sebeple olan şahsi nefretleri de saygıyla ve anlayışla karşılıyorum.

*

Fakat elbette kariyerist fesatlık ve kişisel kıskançlık gereği habislik yapanlara saygı duymam.

*

Hele ki böyle şahsi düşmanlıkların tetikçiliğini yapanlara hiç acımam. Bilakis bu tür aşağılık tipleri-eğer bana ve aileme şerefsizlik yaparlarsa-her türlü ihtilalci yöntemle buldozer gibi ezmek benim insanlık vazifemdir.

*

Bu aynı zamanda tam 3 sene yasaklı olduğum dönemde bitmek bilmeyen sevgileriyle beni ayakta tutan ve ekranlara dönmemi sağlayan, özellikle 15-21 yaş arası genç kardeşlerime sözüm olsun.

*

Z kuşağı adı verilen bu jenerasyonun Türkiye’de en sevdiği insanlardan biri benim. Onların bu sevgisini küçümsemeye kalkanlara bedelini çok ağır şekilde ödeteceğim. Hiç merak etmesin genç kardeşlerim.

*

Bu son hadisede de sevindiğim tek konu 15-21 yaş kuşağının Orhan Pamuk ismiyle tanışması ve merak etmesi oldu. Şimdi harıl harıl Pamuk kitaplarını merak ediyor bu kuşak.

*

Yeniden Orhan Pamuk’un sanatçılığı mevzusuna dönelim... Politik fikirlerine katılın yada katılmayın ama Orhan Pamuk Türk edebiyatının Maradona’sıdır. Net. Dünya edebiyatının da az sayıdaki yaşayan starlarından biridir Pamuk.

*

O programda Birand bana Kopenhag kriterlerini de soruyor.20 yaşında Kopenhag kriterlerini savunuyordum. Bu sene 30 Nisan’da tam 40 olacağım. Şimdi de sonuna kadar savunuyorum. Bu ülke için Kopenhag kriterlerini hepimizin kuvvetle savunması lazım.

*

Orhan Pamuk ile programın son bölümünde ise çok tatlı bir Edward Said polemiği var. Bir yerde Pamuk “Arkadaşımdır Edward” diyor, o sözü bana inandırıcı gelmiyor, hafiften yükleniyorum. Orada biraz topu taca atıyor.

*

Bu arada ulusalcı faşistler tarafından bir video dolaşıma sokuldu. Bu videodaki yeteneksiz, kıskanç ve habis sunucunun söylediği gibi bir Orhan Pamuk röportajı yok. İçeriğini çarpıtıyor bu “medeni ölü” sunucu.

*

Metin Akpınar da sazan gibi atlıyor ve boş boş konuşuyor. Yeniden ifade etmek istiyorum ki Akpınar lokal markadır. Orhan Pamuk evrensel değer ve marka. Akpınar’ın sözleri cahilce.

*

Bu bağlamda bir örnek vermek istiyorum... Sergen Yalçın ve Cemil Turan değerlidir ama bu ikisi “Maradona futbolcu değil” diyebilir mi? Derlerse gülünç olurlar.

*

Hem Sergen Yalçın hem Cemil Turan lokal bir markadır. Orhan Pamuk ise Maradona gibi evrensel marka.

*

İlber Ortaylı ve Metin Akpınar gibi iki lokal markanın Pamuk’la ilgili sözleri de gülünçtür.

*

Bir hatıra daha... İlber Ortaylı için 11 sene önce “Tarihçiliğin Sergen Yalçın’ıdır. Orhan Pamuk gibi evrensel bir marka asla olamamıştır” demiştim.

*

İlber Hoca da hemen o zamanki editörü Cem Küçük’ü aramıştı. Cem de bana meşhur tarihçimizin söylediklerini iletti. Ortaylı panik olmuştu. Çünkü bu tespitim %100 hakikat.

*

Orhan Pamuk gibi evrensel bir markanın fikirlerini tenkit edebilirsiniz ama büyük sanatçı kimliğini asla inkar edemezsiniz.