Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Biri bize çelme taktı!

Ömrünün hemen hemen tamamına yakını yollarda geçmiş ve geçmekte olan biri olarak bendenize, “Mevcut AK Parti iktidarının en büyük hizmeti hangi alanda olmuştur?” diye sorsanız tereddütsüz ulaşım derim! 

Her ne kadar, “Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür “ diye şiirler yazmış, o şiirlerle büyümüş olsak da gerçeğin hiç de öyle olmadığını çok acı çok  pahalı bir şekilde tecrübe ettik ve etmekteyiz! 

Aksine şehit kanlarıyla vatan yapılan köylerin gitmediğin görmediğin taktirde hiç de bizim olmadığını fark ettikçe canımız yandı! 

Ne zaman ki, bir an önce o köylerimize gitmek görmek için adım attık ayağımıza çelme takıldı, bazen de ayağımıza takılan çelmelerden yüzükoyun düştük, düşenlerden kalkamayanlar da oldu! 

Kaldırılıp darağaçlarında şehit olanlar da... 

Merhum Adnan Menderes! 

Büyüklerimiz anlatır, bugünkü Vatan Caddesi'nin açıldığı zamanlarda çalışanların yanına gelir, hatta onlarla üzüm ekmek yermiş! 

Ya merhum Demirel! 

Yol, baraj dediği her seferde alaşağı edildi de yedi kere gidip sekiz kere gelmek zorunda kaldı! 

Merhum Turgut Özal! 

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü, Çeşme, İstanbul Ankara otobanını yaptırdı diye muhatap olmadığı hakaret kalmadı! 

Dünyanın ilk metrosu 1863 yılında Londra’da açılıyor, aradan 12 yıl  geçtikten sonra, 1875 yılında Paris’le aynı anda İstanbul’da da açılıyor! 

1900’da başlayan Hicaz demiryolu ne yazık ki, 1908’de bitiyor! 

Taif’e, Tebuk’a, Mekke ve Medine’ye gidemediğin için birileri gelmiş, elinden kayıp gidecek! 

Ve geç kalındığından elinden kayıp gitti! 

Peki, bu kaybedişler aklımızı başımıza getirdi mi? 

Hayır! 

1908’lerde yapılan istasyonların çoğu baykuşlara barınak oldu! 

Var olan yollarımız da haramiler tarafından kesildi, köyümüzden uzak kaldık! 

Bir yandan da ürettikleri arabaların, önce en kalitesizlerini, modası geçmişlerini sattılar bize, sonra da  elimizden aldıkları toprağımızdan çıkardıkları petrole bizi mahkum ettiler! 

Bütçemiz ondan açık verdi, yetmedi bizim köyümüzün  çocuklarını bize, kardeşi kardeşe düşman ettiler! 

Petrolle mahkum etmişken yetmedi, hem bize hem de bize düşman ettikleri kardeşimize silah sattılar! 

Ne oldu? 

GAP bitmedi! 

Uzunca zaman, Keban barajı gibi bir baraj yapamadık! 

Geçen yazımı, “Neden korkuyorum biliyor musunuz? 

Biz daha metal dişliler sürecini henüz yakalamışken, uzaktan kumandalı insansız hava araçlarını daha yeni yapmışken, yine geliyorlar! “ diyerek bitirmiştim ki, Ankara Konya arasında yüksek hızlı tren kazası yaşandı! Öyle bir kaza ki akla mantığa aykırı! 

Tam da Mehmetçik, Fırat’ın doğusuna yani Münbiç’e yola çıkmışken! 

O Münbiç, Misakı Milli toprağı Münbiç! 

Sizler bu yazıyı, Ankara İstanbul arası Yüksek Hızlı Tren vagonunda yazıyorum, acaba birileri bizim YHT’yi  (Yüksek Hızlı Tren) itibarsızlaştırmaya çalışıyor olmasın, diye düşünerek! 

Çünkü bizim  köylerimize bir an evvel  gitmemiz, mazlum kardeşlerimize yetmemiz  için, bize bu YHT  bile yetmezken, acaba diyorum... 

Vesselam.