Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Parayı veren düdüğü çaldı (!) 

Medeniyetimizin dili, kültürümüzün bitmez hazinesi merhum Hazreti Nasrettin Hoca’nın adına 59'uncusu düzenlenen Akşehir Nasrettin Hoca Şenlikleri yapıldı! Üst üste iki yıl bendenizin de temsili Nasrettin Hoca olarak görev aldığı şenliklerin, bu ülke, ümmet, insanlık için ne denli önemli olduğu, ülke, ümmet ve insanlık tarafından ne zaman idrak edilir, işte o zaman bu dünya yaşanılır bir dünya olur! Yaşanılır bir dünyadan kastım ise ülkemizde, ümmet coğrafyasında ve tüm dünyada dili, dini, ırkı ne olursa olsun hiç kimsenin doğuştan elde ettiği hakların sorgulanmadığı, doğuştan elde ettiği hakları hür ve müreffeh olarak yaşadığı bir dünya! 

Bir başka ifadeyle merhum Nasrettin Hoca sadece bizim değil tüm insanlığın aidiyet duygusunu güçlendiren evrensel bir değerdir! Onun için de biz fark etmesek de UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmıştır! 

Bir vesile ile gittiğim Kazakistan’da beni almaya gelen araçta, ‘’Nasrettin Nasrettin Hâce Nasrettin’’ şarkısı çaldığını duyduğumda, ‘’Siz de Nasrettin Hoca’yı biliyorsunuz ne güzel’’ dediğimde, ‘’Ne münasebet efendi, Nasrettin Hâce bizim ki...’’ cevabını almıştım! Sonradan öğrendim ki Tataristan’dan Macaristan’a, Sibirya’dan Kuzey Afrika’ya kadar Türk’ün ayak bastığı her yerde Nasrettin Hoca hala yaşamakta! 

1208 yılında Sivrihisar’da doğan Nasrettin Hoca, 1284 yılında Akşehir’de ebediyete göçmüştür. Yaşamış olduğu bu yıl aralığına şöyle bir baktığınızda Anadolu tarihinin en büyük kıtlık, savaş, isyanlarının yaşandığı yıllar olduğunu göreceksiniz! O dönemde yaşananları anlayabilmemize sadece Moğol istilası bile yetecektir! 

Dönemin insanı bu istilalara, isyanlara, kıtlıklara karşı zayıflayan bedenini ayakta nasıl tuttu? Azıcık buğday almak için yola koyulan Hazreti Yunus’un, aldığı buğdayı bırakıp Taptuk Emre’nin dergahına kapılanıp, dağdan kırk yıl odun taşımasının sebebi neydi? 

Açlıktan biçare düşen bedenleri Yunus’un nefesi, Nasrettin Hoca’nın felsefesi ayakta tutmuş, böylelikle Anadolu’daki Türk ve İslam varlığı bugüne gelebilmiş, olabilir mi acaba? 

Bu vesileyle medeniyetimizin dili, kültürümüzün bitmez hazinelerinden merhum Nasrettin Hocamıza ve nice kültür değerlilerimize rahmet, onlar adına şenlikler düzenleyen başta Akşehir Belediyesi’ne şahsım, milletim, ümmet ve insanlık adına teşekkür ederim. 

İmdi! 

En zor şartların aşılmasını, yokluktan, kıtlıktan, savaşlar ve isyanlardan bitap düşmüş bedenlerin yaşamasını ve  Anadolu’da varlığımızı sağlayan, ‘’Medeniyet ve Kültür’’ümüz, Yeni Türkiye’nin yeni kabinesinde bakanlığı turizme kaptırdı (!) 

Gerek seçimler öncesinde gerekse sonrasında, iyice zayıflayan aidiyet duygumuzun bir an evvel güçlendirilmesi zaruretine ısrarla dikkat çekmeye çalıştım, çünkü kendinize ne kadar büyük hedefler koyarsanız koyun eğer bu hedefe giden yolda yaşanacak değişikliklere dayanacak aidiyet duygusu güçlü bir insan potansiyeliniz yoksa hedefe ulaşmanız zor, hatta imkansızdır! İçten ve dıştan zerkedilecek en ufak bir mikropla ya yolunuzda durmak ya da yolunuzdan şaşmak zorunda kalırsınız! İşte PKK belası ve 15 Temmuz başarısız işgal girişimi! 

Elbette para çok çok önemli, turizmin istihdama sağladığı katkı da malumumuz, ürettiği katma değer ile bacasız bir sanayi olduğunu göz ardı etmek aptallık olur! İşletme eğitimi almış, yüksek lisansını çalışma ekonomisi alanında yapan biri olarak bunların önemini fazlasıyla bilenlerdenim! 

Kaldı ki, 2017 yılında ülke ekonomisine, yirmi altı milyar iki yüz seksen üç milyon altı yüz elli altı bin dolar girdisi olan bir alandan bahsediyoruz! 

Tabii ki kabulümüzdür! 

Bundan dolayıdır ki seçim öncesi ve sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığı ayrılsın, ‘’Medeniyet ve Kültür Bakanlığı’’ kurulsun diye ısrarcı olduk! Madem bu olmadı hiç olmazsa oluşturulan ‘’Kültür ve Sanat Komisyonu’’ tıpkı bakanlık oluşumunda olduğu gibi bizzat alandan, alanı bilen, alanda yatırım yapan, emek veren kişilerden oluşturulmalıdır! 

Bakınız, 2018 turist hedefi 40 milyon, dünyada turizmin artık kum ve denizden başka şeylere yöneldiği günümüzde, hedeflenen sayıya ulaşmamızda en büyük zenginliklerimiz medeniyetimizin markaları ve kültürümüzün çeşitliliği ve zenginliğidir! 

Hedeflenen 2023’e ulaşmakta ekonominin önemi elbette vardır, lakin bu hedefe yılda 1 milyon 750 bin tiyatro seyircisiyle ulaşmamız da mümkün değildir!