Ahmet Yenilmez

Tam sekiz yıl olmuş! 

Üstelik bir de bizim şampiyonluk kupamız aşırılmış! 

“Para” neredeyse sonucu tayin eden tek erk haline gelmiş! 

Bir tarafta hala mısır ekmeğine talim eden kıştan kışa, senede bir kaç ay hamsiden başka et tanımayan çocuklar! O da hamsi senesi olursa ve de en güzelleri Batı'ya gönderilmezse! 

Diğer tarafta, adını bile zor telaffuz edebildiğim bilmem ne House, Angus gibi adını telaffuz edemediğim et lokantalarında yarım danayı götüren, bizim Abdulkadir’le yanyana geldiğinde, garibimin sanki bir dağın etrafından dolaşır gibi efor sarf ettiği adamlar! 

Sözü uzatmaya ne hacet, şöyle bir kulüp kongrelerine bakılsa bile amanın bile gözünü çıkaracak fark ayan beyan görülecektir! 

Evet, Trabzonspor' dan bahsediyorum! 

Hatırladığım kadarıyla bizim geçmiş kulüp başkanlarımızdan, ‘’Para’’ özelliği ile akla gelen tek isim Sayın Mehmet Ali Yılmaz sanırım! 

Bendeniz sıradan bir Trabzonspor taraftarı değilimdir hani, her şeyden önce Trabzonspor kongre üyesiyim! 

 Adımız da ünlüye çıkmış ya, ne zaman salma atılsa ilk akla gelenlerden olduğumdan, satırın altına boynumu seve seve uzatanlardanımdır! 

Hele konu matbuat dergi, okul, çocuk olunca deli gönlüm daha bir coşar! 

Gelin görün ki, elinde üç adet kombinesi olan ve bu kombinelerle özelikle de Fenerbahçe maçını bekleyen bendenizin Pazar günü İstanbul’da tiyatro oyunu vardı! 

Lakin maçı seyrettim, nasıl  olduğunu(!) demeyeceğim, dersem özelikle de genç meslektaşlarıma çok kötü bir örnek olurum! 

Gece maçın tekrarını da seyrettim! 

Sabah koyu bir Fenerbahçe taraftarı olan oğlum ile maç kritiği yaptığımızda, ‘’Baba tek kelime ile farkı kaçırdınız’’ dedi! Sadece Burak Alp değil hangi takım taraftarı olursa olsun,  Pazar günkü maç hususunda istisnasız herkesin fikri de aynıdır! 

Peki, sekiz yıl aradan sonra neydi bu sonucu getiren? 

Hem de son maçında 5-0 gibi bir skorla bitmişken! 

Eğer, siz Trabzonspor tribünlerine hiç gitmediyseniz, bu sonucu tahlil edemezsiniz! 

Trabzonspor tribünlerinin hemen hemen yarısına yakını, ‘’Yavru fırtına’’ tribünüdür! 

Sezon başında kulüpten arayan bir kişi, ‘’Efendim biz Trabzonspor Dergisi aboneliği için arıyoruz. Biz sizlerin yardımıyla dergimizi özellikle köy okullarımıza yollamak istiyoruz’’ demiş, ben de, “Başım üstüne’’ diyerek uçuk sayıda dergiye abone olmuştum! 

Kısa bir süre geçmişti ki, ikinci bir telefonda, çocuklarımın yaşını sordular, ‘’Çocuklarımın en ufağının 19’a, en büyüğünün de 30’a yaklaştığını, ne yazık ki hiçbirinin de Trabzonspor taraftarı olmadığını söyledim’’ tam telefonu kapatıyordum ki aklıma geldi, ‘’Torunum var adı da Meyra Ahsen, üstelik de babası fanatik bir Galatasaraylı’’ dedim. Böylece torunum ve benim gibi taze iki dedenin torunları adına, ‘’Yavru fırtına’’ tribününden üç adet kombine aldım! 

Gelelim dünkü maça... 

Dünkü maçın galibi Uğurcan Çakır, Yusuf Yazıcı ve Abdulkadir Ömür’dür! 

Hoca Ünal Karaman, yıllardır Trabzonspor forması için ter dökmüş bir insan ve buram buram Trabzon, Anadolu kokan bir yiğit insan! 

Sevgili Uğurcan’ı hem de Fenerbahçe maçında kaleye, ancak Ünal Karaman koyabilirdi! 

Başarıyı alt yapı ‘’Yerlilik’’ getirdi! Sadece futbolcuya değil tribünde oturan seyirciye de yatırım yapılan altyapı! 

Tabi bir de tribündeki, (Temel Reis’li) zekâ fışkıran, ‘’Özgür kalacak kadar masum değilsin’’ kartografisi! 

Mart yerel seçimlerinde devşirme aday arayan, ya da bir yerdeki adayı diğer bir yere taşıyan siyasi partilerimize özellikle duyurulur!