Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Tunç Soyer reddi miras mı yaptı? 

“Sayın Tunç Soyer Yılma Durak’ı tanıdınız mı?” yazımdan sonra insanın geçmişi ne kadar kolay unuttuğunu bir kez daha tecrübe etmiş oldum! 

Lakin öyle yaşananlar vardır ki, bırakın yaşayanları, yaşayanlardan bizzat dinleyen bizlerin bile unutması mümkün değildir! 

Yaralar kabuk bağlasa da, yaraların izi kalmamış bile olsa da içten içe sızlar, yakar da yakar! 

İşte, o sızıları bu dünyanın hiçbir maddi değeri, vaat edilen hiçbir makamı mevkii hafifletemez! 

Hele, bu yara bir namus yarası ise! 

Hele, bu yara bir insanlık suçu işleyen zalimin açtığı yaraysa! 

Neden mi bahsediyorum? 

Hani geçen yazımda demiştim ya, “Seksenlerin Eylülleri “ işte o Eylüllerde işkencehanelerde, Mamak C5’lerde insanları eşleri, çocuklarıyla tehdit edip zorla işlemedikleri suçları kabul etmeleri için yapılan işkencelerden! 

Filistin askılarında günlerce haftalarca asılı kalıp sakat kalanlardan! 

Cereyan verilerek zürriyeti kurutulan insanlardan! 

Bu yapılanlar, insanlık suçudur! 

Seksen Eylül’lerinde işkenceler altında tam 171 kişi can verdi, 43 kişi intihar etti, insanlık suçu işlenerek alınan o ifadelerle, 50 kişi idam edildi! 

Sorarım size, insanlık suçu işlenerek alınan ifadelerle, insanlar idam sehpalarına yollanmadı mı? 

Öyleyse, dünün Nazi mahkemelerinde, dünün Stalin mahkemelerinde idam isteyen savcılar hakimler için insanlık vicdanı ne tarif yaptıysa, aynı tarif seksenin Eylül mahkemeleri savcıları ve hakimleri için geçerli değil mi? 

Ben bu yazdıklarımı bizzat kendim yaşamadım, bunları MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası iddianamelerinden ve bizzat yaşayanlardan dinledim! 

Bu insanlık suçu en fazla da benim ağabeylerime, ülkücülere uygulanmıştır! 

Lamı cimi yok, bu işkenceleri uygulatan, insanlık suçunu işleyenlerden biri de Nurettin Soyer’dir! 

Evet, kimse babasının dedesinin işlediği suçun cezasını çekmemeli, lakin ortadaki adi bir suç değil beyler! 

Bu suç, insanlık suçu! 

Eğer sizin babanız dedeniz bir insanlık suçu işlemiş ve siz de bu suç sabit ortada dururken, bizzat bu insanlık suçunun mağdurları hayattayken masum, mağdur edebiyatı yapamazsınız! Eğer yaparsanız  bu suçu kabul etmiş düpedüzden suça ortak olmuş olursunuz! 

Sayın Tunç Soyer, bugün aynı ittifak çatısı altında bizzat bu insanlık suçunun mağdurlarından ve tüm mağdurlardan özür dilemeli ve reddi miras yapmalıdır! 

Ben buradan Sayın Musavvat Dervişoğlu, Sayın Yavuz Ağıralioğlu Beylere ve İP idarecilerine sormak istiyorum. 

Sayın Dervişoğlu, dün C5’lerde işkence yapan Zeki Kaman, Dürüst Oktay’ın işkenceleri altında ifade veren siz ve sizin gibi ağabeylerimiz hakkında idam, hem de yedi kez tekrarlanarak idam (Sayın Haluk Kırcı hakkında istenmiştir) isteyen, dokuz tane ağabeyimizi de idam sehpalarında şehit eden Nurettin Soyer değil miydi? 

Sayın Dervişoğlu, eğer Millet İttifakı sizin ve benim memleketimiz Ordu Fatsa’ya Fikri Sönmez’in oğlunu aday gösterseydi, “Parti kararı” der susardım! 

Sayın Ağıralioğlu, sizin PKK ile ilgili ayakta alkışladığım bir ifadeniz vardı, “Önce tövbe edecekler  müslüman olacaklar ve  biz onlara Peygamberimizin Vahşi’ye uyguladığı hukuku uygulayacağız” demiştiniz, ne oldu, Sayın Tunç Soyer insanlık suçu işleyen babası için reddi miras mı yaptı? 

Sorularımın bir başka muhatabı Sayın Koray Aydın Bey, yoksa siz İzmir’de idam sehpasına yollanan Mehmet Onur Miman, Ekrem Coşkun ağabeylerden, Nurettin Soyer’in oğlu Tunç Soyer için oy  isteyecek misiniz? 

Sizi bilmem, ama her biriyle mazi birlikteliğim olan İzmir’deki Ülküdaşlarımla birlikte seçim sathı mahallinde, biz bu soruları size soracağız.