Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Yerin altı da var! 

Hacıosman-Yenikapı metrosunda yazıyorum bugünkü yazımı, yerin bilmem kaç metre altındayım, 

İstikamet, Fatih Fındıkzade! 

Düşünüyorum da, 100 yıl öncesinde Sarıyer’den Fatih’e gitmek nasıl bir meşakkatti acaba? 

Bırakınız her 3 dakika da bir kalkan metroyu, otobüs, taksi, yol iz yoktu, hatta Sarıyer'de oturan birinin “İstanbul'a ineceğim” ifadesini de şaşkınlıkla karşılamamak gerekti! 

Şimdilerde, en fazla 45 dakikada gidilebilen bu yol, en iyimser ifadeyle yarım günde alınsa gerekti! 

Toplu taşım araçları hızlı yaşanılan, hızlı tüketilen ve hızla da tükenilen bu zamanda insana kendisiyle ve diğerleriyle yüz yüze gelme ve dahi yüzleşme imkanı veriyor. 

Alabildiğine yalnızlaşan, bir alt komşusuyla bir kez olsun selamlaşamadan ölen insan için bu imkan paha biçilmez bir değer arz ediyor. 

Hele bir de cep telefonları çekmiyor ya, değmeyin keyfime! 

Bu hizmetlerin yapılmasında emeği geçen siyasilerimizden Allah razı olsun! 

Gerçi bendeniz uzunca bir zamandır cep telefonu kullanmıyorum! 

Yıllarca yoku ve yokluğu paylaşmanın erdemini taşıyan dostlukların, yıllara yenik düşecek dünyevi ihtiraslara kurban edilmesine ortak, şahit olmamak için, kullanmıyorum! 

Malum, 31 Mart 2018’de bir seçim var ve kıyasıya bir aday olma savaşı yaşanmakta! Kimi yıllardır yoku ve yokluğu paylaşıp erdemli bir dostluk kurduğu dostuyla kimi de daha onu en yakın çevresinden başka tanıyanın olmadığı dönemlerde ondaki cevheri görüp, makamlara taşıyan lideriyle savaş halinde! 

Sorsanız, hepsi için, siyaset sadece bir araç, gel gör ki yolun başındaki bu safiyet zamanla yerini acımasız bir vahşete bırakıyor! 

Akla hayale gelmeyen ayak oyunları, iftiralar, kolpalar... 

Ne zaman seçim sathı mahalline girilse aklıma iki cenaze gelir! 

Biri merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun diğeri de Kenan Evren’in cenazesi! 

Bilindiği üzere ikisinin cenazesi de Ankara Kocatepe Camii'nden kalkmıştı! 

Sağ iken paşa oldu, cumhurbaşkanı oldu Kenan Evren  kalabalıklara hitap etti, karşısında tir tir titredi insanlar korkudan! Dahası, “Bir oradan, bir buradan...” diyerek daha hayatlarının baharında gençlerin kimini yaşını büyüterek, kimini de göstermelik mahkemelerin bile neticelenmesini beklemeden idam ettirdi! Makamının kudretiyle C5’ler de işkence yaptırdıklarından biriydi, Muhsin Yazıcıoğlu! 

Muhsin Yazıcıoğlu meydanlarda az insana konuştu, parası azdı, hiç apoleti olmadı, bakan olmadı, başbakan olmadı, cumhurbaşkanı olmadı, hatta 500 binden fazla da oy alamadı! 

Lakin 31 Mart 2009’da onu ebediyete uğurlamaya gelenleri, ne Ankara Kocatepe Camii’nin avlusu, ne de Ankara sokakları aldı! Neredeyse aldığı oyun üç katına yakın insan, onu ebediyete uğurlamaya gelmişti! 

Peki, 12 Mayıs 2015’te, Kenan Evren'in cenazesinde, neredeydi şehir meydanlarını dolduran kalabalıklar, neden Kocatepe Camii’nin avlusu dolmamıştı? 

Bugün, aday olmak için yıllardır yokluğu ve yoku paylaşarak erdemli dostluklar kuran dostlar, en kıymetli hazinenizi en geçici heveslere kurban etmeyin! 

Unutmayın ki, siyaseti seçilmek, bir yerlere gelmek için yapıyorsan yolunun sonu yalnızlıktır! 

Yok eğer, siyaseti neredeysen orada güzel şeyler başarmak olarak yapıyorsan yolunun sonu kalabalıkların gönlüdür ! 

Bu arada bendeniz Yenikapı’ya geldim, birazdan yerin üstüne çıkacağım! 

Unutmayalım ki, yerin altı da var!